Hiçbir insan yurdunda evinde mutlu mesut yaşarken geçmiş anılarını evini birikimlerini vatanını bırakıp bir başka ülkeye sığınmayı, mecbur olmadıkça tabii ki istemez.
Maalesef son 30 yıl içinde önce Afganistan arkasından Irak Bulgaristan Makedonya bölgesi ve en sonunda komşumuz olan Suriye'den mecbur kalıp ülkemize gelmek zorunda kalan göçmen veya mültecilerle ve onların sorunları ile karşı karşıya bulunmaktayız.
Öncelikle çoğunuzun bileceği üzere iltica etmekle, sığınmacı geçici göçmen konumunda olmak birbirinden farklıdır bunu kısaca açıklamak isterim iltica etmek bulunmuş olduğu ülkede hayatını sürdürme konusunda hayatı riskler olan kesinleşmiş idam kararı olan veyahut da yaşamını sürdürme imkânı bulamayacak kişilerin geçerli mazeretlerini iltica etmek istediği ülkeye sunarak kabul gördükten sonra o ülkeye sığınan kişi demektir.
Mülteci veya geçici göçmen konumunda olan kişiler ise ülkelerinde sağlıklı yaşama ve çalışma imkanları rafa kalkmış olan hayatlarından endişe duyan kişilerin komşu ülkelere veya başka ülkelere geçici olarak gitmeleri söz konusu olan kesim için kullanmaktayız.
Biz de şu anda bir hesaba göre tam net olmamakla beraber 3.5 mil. Suriyeli 1.5mil. Daimi oturma izni alan yabancılar. Hesaba göre 4-5 milyon civarı. İstanbul 2.5 mil yabancı olduğunu söylemek, öncelikle ilk sorun bakın bu sayıların bile tam birbiriyle tutarlı olmamasıdır
İnsan hakları ve evrensel beyannamesinde insanın yaşaması esastır ve yaşatılması dolayısıyla yaşaması ve yaşatılması amacıyla ülkemize gelmiş olan dağınık bu göçmenlerin
Önce sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınması gerekirdi.
Bu maalesef düzenli bir şekilde yapılamadı.
Ben burada öncelikle ülkemizde bulunan Suriyelilerden bahsetmek istiyorum şu anda, Suriye'de bu göçmenlerin büyük bir çoğunluğunun şu anda buraya geliş sebepleri olan demokrasiyi inşa edememiş olan beşer Esad'ın ülkeyi terk etmesiyle beraber, daha rahat ve daha huzurlu yaşanabilecek bir ülke haline gelmiş olabileceği düşünülmekle geri dönüşlerinin de gerekliliğidir.
Bundan sonra mevcut göçmenler ve bundan sonra muhtemel başka komşu ülkelerden gelebilme ihtimali olan göçmenler için nasıl bir politika büyüteceğimiz üzerinde düşünmemiz lazım
Bu konuda benim naçizane çözüm önerilerim.
# Henüz daha sınır kapılarından ülkemize girecek olan göçmenlerin önce sağlıklı kayıtlarının tutulması, ilk önce onlara ayrılmış müstakil sağlıklı kamplar oluşturulması eğitim sağlık ülkeye oryantasyonların sağlanması ile ilgili sosyal sorumluluk projelerinin düzelmesi,
# Bu gelen göçmenler içinde yaşı 18 yaşın altında olup evli olanların mutlaka aile planlanması konusunda bilgilendirilmesi ileride doğurganlıklarının fazla olması dolayısıyla ülkemiz için demografik yapının değişmesi tehlikesi yönünde tedbirler alınması elzemdir.
# Okul çağındaki çocukların kendi ana dillerinde eğitim alırken bir yandan da ülkemizin önce dilini ve ülkemizde uyum içinde yaşayabilmeleri için ülkemizin ayrıntılı şekilde tanıtılması gerekir. Kültürümüzün öğretilmesi gerekir
# Şayet tercih hakkımız var ise öncelikle kadınlar çocuklar ve yaşlı erkekler alınmalı geç genç erkeklerin kendi ülke savunmalarında bulunmak üzere alınmaması gerektiği kanaatindeyim şayet alınacak ise bu gelecek olan erkeklerin ne iş yaptıkları konusunda varsa eğitim ve meslekleri konusunda sadece onların beyanlarına güvenmeyip onları kendi dillerinde sınavlara tabi tutmak uygulamalı sınavlara tabi tutmak gerekir.