Suna Ülger
Köşe Yazarı
Suna Ülger
 

Ahtapot Anneler

Sevgili okurlar anne ahtapotun hikayesini bilir misiniz? Bilmeyenler vardır düşüncesi ile anne ahtapotlardan kısaca bahsetmek istiyorum:   ‘’Ahtapotlar hayatlarında sadece bir kez anne olurlar bir buçuk yıllık hayatlarının amacı yalnızca yeni neslin devamıdır. Çiftleşmeden sonra hücre yaşlanması geçiren erkek ahtapot ölür. Diş ahtapot döllenmiş yumurtaları bir kovuğa bıraktıktan sonra, yumurtalar çatlayıncaya kadar bekler. Sonrasında o da ölür.’’ Ne kadar acı bir aile dramı değil mi değerli okuyucularım! Yeni nesillerin oluşabilmesi için ebeveynlerin böyle trajik bir ölüm ve hikayesi başka hiçbir canlıda yoktur. Yeri gelmişken söyleyeyim; ‘’Evlatlarını kaybetmiş, evlatları kaybolmuş ,evlatları  katledilmiş annelerin hikayelerinin de bu ahtapot anneler hikayesinin bir farklı versiyonu, o annelerin de yaşayan ölüler olduğunu düşünüyorum. Bunun birkaç istisnası var! Narin'in annesi, Sıla bebeğin annesi ve benzeri anneler… Ahtapot anneler benzetmesini bu istisnaların dışındaki anneler için kullandım. Evlat acısı, acıların içinde katlanılması en zor acıdır. Tartışılması dahi yapılamaz! Korkmaz Tetik’in annesi Zühre Tetik annemizin acısını hepimiz yüreğimizde hissediyoruz. Dün onu konuk aldığım canlı yayınımda bu konu üzerine konuşurken, acısını paylaşırken, evladının birini doğumda kaybetmiş bir anne olarak acımı dile getirmekten utandım. Ek olarak söylemeliyim ki simlerini bilmediğimiz, gar katliamında evlatlarını kaybetmiş bütün annelerin acılarını canı gönülden paylaşıyorum. Yüreğimde hissediyorum. Barış için mücadele eden barışçıl amaçlı mitinglerde başka çocuklarımızın ölmemesi başka ahtapot annelerin oluşmaması için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Önlenebileceği belgelerle ispatlanmış olan gar katliamı davası hala devam etmektedir. Gar katliamı davasının münferit bir olay olmadığı; daha önceden sinyalinin geldiği; istenirse önlenebileceği herkes tarafından bilinmektedir. Bu, 103 vatandaşımızı koruyamayan, aslında korumakla yükümlü olan, hatası kusuru olan bütün kurumları kınıyoruz. Bundan sonra başka gar katliamlarının olmaması için biz vatandaşlara ve STK'lara düşen bu anma günlerinde acıların sadece bir gün değil, her zaman hatırlanması, hatırlatılması ve dimağımızdan silinmemesi için elimizden gelenin yapılmasıdır. Bu tüm vatandaşların ve STK’ların görevidir. Maalesef yakın tarihimizde çok acı katliamlar ile karşılaştık. Yaşadık. Bu acılar hiçbir zaman içimizde silinmedi. Burada sadece yarın 10 Ekim Gar Katliamı’nın yıl dönümü olması dolayısıyla gar katliamı özelinde katliamda evlatlarını kaybetmiş annelerimizin ahtapot annelerin yaşayan versiyonu oldukları gerçeğini dile getirmek okurlarımıza nacizane sunmak istedim. Yatak odasında boş bir yatak! Yemek masasında boş bir sandalye! Okul sıralarında boş bir sıra! Sevgililerin kalbinde koca bir boşluk! Ve annelerin kalbinde her gün kabuğu kalkan, kanayan bir yaradır evlat acısı…    " İnsanı yaşat ki devlet yaşasın"¹
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2024 - Perşembe
Suna Ülger

Ahtapot Anneler

Sevgili okurlar anne ahtapotun hikayesini bilir misiniz? Bilmeyenler vardır düşüncesi ile anne ahtapotlardan kısaca bahsetmek istiyorum:

 

‘’Ahtapotlar hayatlarında sadece bir kez anne olurlar bir buçuk yıllık hayatlarının amacı yalnızca yeni neslin devamıdır.

Çiftleşmeden sonra hücre yaşlanması geçiren erkek ahtapot ölür.

Diş ahtapot döllenmiş yumurtaları bir kovuğa bıraktıktan sonra, yumurtalar çatlayıncaya kadar bekler. Sonrasında o da ölür.’’

Ne kadar acı bir aile dramı değil mi değerli okuyucularım!

Yeni nesillerin oluşabilmesi için ebeveynlerin böyle trajik bir ölüm ve hikayesi başka hiçbir canlıda yoktur.

Yeri gelmişken söyleyeyim; ‘’Evlatlarını kaybetmiş, evlatları kaybolmuş ,evlatları  katledilmiş annelerin hikayelerinin de bu ahtapot anneler hikayesinin bir farklı versiyonu, o annelerin de yaşayan ölüler olduğunu düşünüyorum.

Bunun birkaç istisnası var! Narin'in annesi, Sıla bebeğin annesi ve benzeri anneler… Ahtapot anneler benzetmesini bu istisnaların dışındaki anneler için kullandım.

Evlat acısı, acıların içinde katlanılması en zor acıdır. Tartışılması dahi yapılamaz!

Korkmaz Tetik’in annesi Zühre Tetik annemizin acısını hepimiz yüreğimizde hissediyoruz. Dün onu konuk aldığım canlı yayınımda bu konu üzerine konuşurken, acısını paylaşırken, evladının birini doğumda kaybetmiş bir anne olarak acımı dile getirmekten utandım.

Ek olarak söylemeliyim ki simlerini bilmediğimiz, gar katliamında evlatlarını kaybetmiş bütün annelerin acılarını canı gönülden paylaşıyorum. Yüreğimde hissediyorum. Barış için mücadele eden barışçıl amaçlı mitinglerde başka çocuklarımızın ölmemesi başka ahtapot annelerin oluşmaması için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız.

Önlenebileceği belgelerle ispatlanmış olan gar katliamı davası hala devam etmektedir. Gar katliamı davasının münferit bir olay olmadığı; daha önceden sinyalinin geldiği; istenirse önlenebileceği herkes tarafından bilinmektedir.

Bu, 103 vatandaşımızı koruyamayan, aslında korumakla yükümlü olan, hatası kusuru olan bütün kurumları kınıyoruz.

Bundan sonra başka gar katliamlarının olmaması için biz vatandaşlara ve STK'lara düşen bu anma günlerinde acıların sadece bir gün değil, her zaman hatırlanması, hatırlatılması ve dimağımızdan silinmemesi için elimizden gelenin yapılmasıdır. Bu tüm vatandaşların ve STK’ların görevidir.

Maalesef yakın tarihimizde çok acı katliamlar ile karşılaştık. Yaşadık. Bu acılar hiçbir zaman içimizde silinmedi. Burada sadece yarın 10 Ekim Gar Katliamı’nın yıl dönümü olması dolayısıyla gar katliamı özelinde katliamda evlatlarını kaybetmiş annelerimizin ahtapot annelerin yaşayan versiyonu oldukları gerçeğini dile getirmek okurlarımıza nacizane sunmak istedim.

Yatak odasında boş bir yatak! Yemek masasında boş bir sandalye! Okul sıralarında boş bir sıra! Sevgililerin kalbinde koca bir boşluk! Ve annelerin kalbinde her gün kabuğu kalkan, kanayan bir yaradır evlat acısı…

   " İnsanı yaşat ki devlet yaşasın"¹

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nazife Çelik
(10.10.2024 11:36 - #335)
Diline kalememine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.