Doğunun kadim kentlerinden Van; misafirperver insanları, doğası, kültürel mirasıyla keşfederken keyif alacağınız bir rota. Bu şehirde, tarihin ve doğanın içinde seyahat ederken kendinizi hem geçmişte hem de doğanın bir parçası olarak hissediyorsunuz.
Van’da ilk deneyiminiz güne meşhur Van kahvaltısı ile başlamak olmalı. Bu zengin sofra sadece bir kahvaltı değil, başlı başına bir kültür şöleni. Otlu peynirinden bal kaymağa, cacık, kavut, murtuğa ve tandır ekmeğine kadar uzanan bu lezzet dolu sofra, Van’ın mutfak kültürünü ve misafirperverliğini yansıtıyor.
Kahvaltı ardından Van Gölü kıyısında yürüyüşe çıkmak, gölün dinginliğini hissetmek mükemmel bir deneyim. Masmavi sularıyla Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölünün suyu sodalı ve tuzlu olduğu için kendine özgü bir özelliği bulunuyor.
Van’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Akdamar Adası ve üzerindeki Akdamar Kilisesi. Birçok efsaneye ev sahipliği yapmış olan bu tarihi mabet, Van gölü ortasında bulunuyor. Adaya kısa bir tekne yolculuğu ile ulaşılıyor. Kilise ortaçağ ve Ermeni mimarisinin önemli bir eseri olarak karşımıza çıkıyor. Taş duvarlarına dantel gibi işlenmiş, eski Ahit ve İnciliden işlenmiş sahneleri ile sizi binlerce yıl öncesine götürüyor. İncelikli motifler ve kabartmalar dönemin Ermeni kültürünün en büyük yansımaları olarak karşımıza çıkıyor.
Van’ın bir diğer tarihi noktası da Van Kalesi. Urartular tarafından binlerce yıl öncesine doğal bir kayaya inşa edilmiş bu kale içerisinde zindanlar, tapınaklar ve tarihin en büyük kitabeleri ile karşımıza çıkıyor. En bilinen kitabelerden bir kesit olarak, Pers Kralı Xerxes I’in 300 Spartalıyı yendiği savaş metinleridir. Ayrıca kalenin zirvesine çıktığınızda Van Şehri ve Van Gölü’nün doyulmaz manzarası ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bunun yanı sıra Mahmudiler Dönemine ait Kartal Yuvası görünümünde olan Hoşap Kalesi de görülmeye değer bir tarihi eser.
Tarihi ve mimarisi kadar doğa ve doğa sporları ile iddialı bir konumda olan bu kent; kışın kayak merkezleri, ilkbahar ve yaz dönemlerinde yürüyüş, tırmanış ve Van Gölü üzerindeki su sporları ile doğaseverlere kucak açmakta. Muradiye Şelalesi, Erçek Gölü, Başkale Travertenleri, Peribacaları gibi doğal oluşumları ile bölgede giderek cazibe merkezi haline gelmekte.
Van Denizinin etrafını saran görkemli dağlardan Süphan Dağı, Artos Dağı, Erek Dağı ve İhtiyar Şahap Dağları yazın zirvelerindeki kar görüntüsü ile filmlerden bir sahne adeta.
Van kenti birçok canlı türüne ev sahipliği yapıyor, bunlar en bilinenleri Van Kedisi, Van Gölündeki İnci Kefali ve Erçek Gölündeki Flamingolardır. Van kedisi farklı iki göz rengi ile bilinirken, İnci Kefali hem tatlı hem de tuzlu suda yaşayabilme özelliği ile biliniyor.
Bu kadim kenti sizler için kısıtlı bir süre zarfında gezerek deneyimledik, sizler de daha fazla zaman ayırarak birçok farklı yer ve mekânları keşfedebilir günün sonunda Van Gölü kenarında çayınızı yudumlayarak günbatımı taçlandırabilirsiniz.