Maaşlara yapılan zamlar cebe girmeden tükendi. Enflasyon yükseldikçe yükseldi. Kuru ekmeğin fiyatı 10 liraya dayandı. Düşünüyorum da 3 kişilik bir aile günde 3 ekmek alsa ayda 900 lira ödeyecek. Bu aile 10000 liradan başlayan ev kirasını mı ödeyecek, ekmeğini mi alacak, faturasına mı yetişecek…
Alınan maaşlarla bir aile nasıl geçinecek.
Baktığım zaman her şeyi normalleştiren ekmeğin 10 lira olmasını bile dalgaya vuran insanlar görüyorum. Ekmek yemeyiz zaten zararlı diyen zihniyette olan insanlarla aynı havayı soluyoruz. Bu insanların unuttuğu değinmediği gelişme çağında olan çocuklarımız ekmeği bile bulup yiyemeyecek duruma geliyor. Bizi yöneten yetkililer hala neden görmüyor ülkemizin geçtiği zorlukları, aç kalan çocukları…
Her gün yaşadığımız ülkede değişik değişik durumlarla karşılaşıyoruz. Önceden parası olan askıya ekmek alıp bırakırken bu gidişle artık askılarda boş kalacak. Ülkemiz geçmişte çekilen çilelerin olduğu döneme geri dönüyor. Artık ucuz ekmek kuyrukları, hastane kuyrukları görmeye alışmamız gerekiyor.
Bizler neden yoksullaştırılıyoruz. Bu halk neden her şeyi kabulleniyor! Yetkililer sefa içinde yaşarken bizim halkımız neden cefa çekiyor. Pazarlarda emekli teyzeler, amcalar çöplerden yiyecek topluyor. Çocuklar okullara aç gidiyor. Kuru ekmek gariban için lüks oluyor. Neden her şey kabulleniliyor.
Bizi yönetenler bizlerden oy istiyor, dua istiyor, destek istiyor ama demiyor ki halk olarak siz benden ne istiyorsunuz demiyor. Bir öğrenmişler enflasyon hikâyesi halk tok mu aç mı demiyor… Halk kuru ekmeği bile yemesin alamasın diye zamların önüne geçilmiyor. Maaşlara yılda bir kere zam yapılırken yediğimiz her şeye her gün zam yapılıyor. Her şeyi kabullenen bu halka seçim vaadi olarak çorba deniliyor. Biliyorlar ki bu halk bir tas çorbaya kanacak.
Ekmek yemenin bile lüksleştiği bir toplum da bizler nasıl yaşayacağız. Kuru ekmeğe soğana bile muhtaç kalıyoruz. Çocuklarımız sefalet içinde sürünmesin diye ya hırsız, ya namussuz olmamız gerekiyor. Peki ya düzgün yaşamaya çalışan insana neden kimse önder olmuyor.
Antalya gibi bir şehirde geçen gün sokağa atılan ailenin bebeği bu havada neden sokakta kalıyor. Yetkililer düşmüş rant peşine, oy derdine halkı gördüklerini söyleseler de halkı kimse görmüyor. Sokağa atılan ailenin çocuğunun vebali susup her şeyi kabullenen bir tas çorbaya bir paket makarnaya kanan bu toplumun boynunadır. O ailede çocuklarını en iyi şekilde büyütmek isterdi ama şu an kirasını ödeyemediği için çocuğunu kaldırıma salıncak yapıp uyutmanın derdinde…
Yeter artık halkın sefalete sürüklendiği buna halk olarak dur demenin vakti geldi de geçiyor bile .. Türk halkı olarak bu kabuslardan bir an önce uyanmamız gerekiyor.
Şöyle bir bakıp düşünüyorum da
Nedense hep iyiler hasta, iyiler yorgun, iyiler mutsuz.
Zenginler, gamsızlar sefada, arsızlar sağlam…
Hep mi kötülerin, açgözlülerin gemisi yürür bu hayatta? Artık geminin yönünü değiştirmenin vakti çoktan geldi geçiyor bile yoksa bir lokma kuru ekmeğe muhtaç kalacağız…