Bu hafta genel olarak durumlara göz atacak olursak ne yaşlılarımız hayattan zevk alarak yaşayabiliyor, ne gençlerimiz, ne de çocuklarımız.
Bunların sebebine gelecek olursak emekli yaşlılarımız aldıkları maaşlar ile hiç bir yere sığamıyorlar ne bir ev tutup yaşayabiliyorlar nede huzur evlerine kabul ediliyorlar. Onlar bunca zaman çalışıp emekli olmuş ülkeye bir şey katmış olsalar da yaş geçtikten sonra bizim ülkemizde maalesef ki kaderlerine terk ediliyorlar. Tabi ki bunların içinde birazcık da olsa şanslıları az da olsa malı mülkü olanlar vardır ama onlarda mal ve mülkleri sayesinde huzurevlerine terk ediliyorlar. Sokakta yaşamaya çalışan okutup büyütüp çalışıp çabalayıp büyüttükleri evlatları tarafından terk edilen yaşlılarımıza hiç değinmiyorum bile. Hayat artık çok zorlaşıyor bizim ülkemizde önceden emekli olunduğu zaman yaşlılarımız da bir özgüven olurdu emekli aylığı ile gezer tozar keyfime bakarım derlerdi fakat şimdi emekli olanlar yaşlarına aldırış etmeden ek iş arıyorlar. Bunları bizler normalleştiriyoruz çünkü hiçbirimiz yaşananlara tepki göstermiyoruz. Açlık sınırının bile 20 bin lira olduğu ülkemizde emeklilerimiz 10 bin lira gibi gülünç bir rakamla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.
Emeklilerimiz 10bin lira ile geçinmeye çalışırken asgari ücretliler ise aldıkları 17 bin 2 lira ile çocuklarını okutup geleceklerini kurtarmaya bir çatı altında yaşatmaya çalışıyorlar. Ama bizim ülkemizde maalesef ki yöneticilerimiz bir elleri yağda bir elleri balda yaşarken halkın çektiği bu sıkıntıları görmezden geliyorlar. Halka yapılacak bir yasa da bir zamda maalesef ki hiçbirinin bir katkısı bulunmuyor çünkü onlar hep o mevkilerde kalacakmış gibi yaşıyorlar. Gerçekten halimize yabancı ülkelerdeki insanlar bile acır oldular çünkü Türk halkı git gide bataklığa sürükleniyor. Artık neslimiz tükeniyor. Çocuklarına bakamama korkusu yüzünden evlenen çiftler çocuk yapmamayı istiyorlar çünkü bir evde iki kişi çalışsa bile maalesef alınan maaşlarla geçim sağlanamıyor. Ve ülkemizde artık neslimiz çoğalmıyor, gençler düğün yapamıyor, evlenemiyor yaşlılarımız emekli de olsa çalışmak için ek iş arıyor. Hastalandığımız zaman doktora gitmeye bile çekiniyoruz çünkü maalesef ki bizler doktorun yazdığı ilacımızı bile alamıyoruz. Bir bayram geliyor emekli bir dede torununa harçlık veremiyor ve o bayram o dede nene için kötü geçiyor 10bin lira maaşla dede torununa mı harçlık versin ev mi tutsun o yaşta ilacını mi karşılasın ne yapsın bilmiyorlar. Emekliler aldıkları maaşlara bırakın geçinmeyi, torununa harçlık vermeyi hayal bile kuramıyorlar. Yabancı ülkelerde emekliler ülke ülke aldıkları maaşlarla gezebilirken bizim ülkemizde emeklilerimiz sadece geçim sağlayabilmek için, biraz daha ucuz alışveriş yapabilmek için market market geziyorlar. Gerçi çoğu market market bile gezemiyor ve askıda ekmek sırası bekliyorlar. Gün birlik günü dendiğinde ise meydanlarda ne emeklileri, ne gençleri, ne de dar gelirli çalışanları göremiyoruz çünkü bizim ülkemizin maalesef ki adalet sorunu devreye giriyor ve herkes hak aramaktan bu konular da meydanlarda olmaktan korkuyorlar. Şöyle ki genel olarak baktığımız da herkes perişan durumda hayatından vazgeçiyor fakat hakkını aramaya da korkuyor.
Ama bizi yönetenlere baktığımızda dışarıya bizler çok rahat bir ekonomiye sahipmişiz gibi gösteriliyoruz. Bu duruma dur demek aslında biz Türk halkının elinde, aslında istesek birlik olsak her şeyi değiştirecek güce sahibiz ama maalesef ki korkuyoruz.
Ve bu şekilde korkmaya devam edersek ne neslimiz kalacak nede geleceğe dair umudumuz...