Seda Kul
Köşe Yazarı
Seda Kul
 

Enflasyon altında ezilen çocuklar

Bugün sizlere aslında toplumun en büyük kanayan yarası haline gelen bir konudan bahsedeceğim. Geçtiğimiz günlerde bildiğiniz üzere 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladık. Ama benim içimde bir burukluk vardı.   Çünkü çocuklara bahşedilen bu bayramda bile çocuklarımız eşit şartlarda değillerdi. Kendi okulumuzdan çocuklarımın okulundan gördüğüm olaya baktığımda aile 50 liralık patiği çocuğuna alıp giydirememişti ve çocuk arkadaşlarının yanında utanıp kafasını eğdi,  tabi ki hiç kimse onun ne giydiğine ne yaptığına bakmıyordu fakat o bir çocuktu... Çocuklar en ince çizgimizdir biz annelerin ve bu hayatta tek isteğimiz her çocuğun ne şartta olursa olsun yüzünün gülmesidir. Ama artık çocuklarımız maalesef ki ekonomiyi takip edip bizlerden bir şey istemeye utanır hale geldiler. Birinci sınıfa giden bir çocuk bile evinde bu tür hesapları yapıp ailesinden bir şey istemeye çekiniyor. Okullarımızda da bu tarz durumlar düşük gelirli ailelerde maalesef ki çocukların yüzünü düşürecek şekilde artmış durumda şimdi diyeceksiniz ki neden okullar ne alaka… Ona da şöyle değinmek istiyorum malum havalar ısındı okullar parklara bahçelere gezi düzenliyor, okullarda etkinlikler yapılıyor ve ücretleri asgari ücretli bir aile için yerine göre memur bir aile için bile yüksek denilecek kadar fazla hele hele de birden fazla çocuk okutanlar varsa vay geldi o annenin babanın başına! Çocuğunu geziye gönderememesi şöyle dursun çocuğum arkadaşları gidince tek kalmasın özenmesin, üzülmesin diye çoğu okula bile göndermiyor gezi günleri. Çocuklar bu durumlardan çok fazla etkileniyorlar. Onlar giderken ben neden gidemiyorum diye düşünüyorlar. Bazen çok gitmek isteseler de durum el vermediği için boyunlarını büküp buna razı geliyorlar.  Okullarda yapılan etkinliklerin bu konularda denetlenmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Bu tarz gezilerin yapılmaması,  yapılıyorsa da her bütçeden aileye uygun olması gerektiği kanısındayım. Çünkü gidemeyen çocuklarda bunlar yara olarak kalıyor. Bir diğer konu ise beslenme konusu çocukların çoğu okula beslenmesi olmadan geliyor veya arkadaşları yerken onu seyrediyor. Bazı veliler beslenmelerine doldurup koyarken bazısı bir parça ekmeği koyup okula gönderiyor bazıları ise hiç koyamıyor. Şimdi bu çocuklar eşit şartlarda mı büyüyor. Çocuk Bayramı'nda klasik bir hal alan makam koltuklarını çocuklara devretme olayına gelirsek, bence koltukları çocuklara devretmek yerine bir gün onların yaşadığı şartlarda yaşamak onların hissettiklerini hissedip çözüm üretmek gerekiyor. Bu çocuklar o koltuklarda geçirdikleri bir gün ile hayatlarını sürdürmüyorlar. Ama siz eğer bir gün onların hissettiklerini hisseder evinde ekmeği olmayanın aç uyuduğunu parası olmayanın ilaç alamadığını, çocuk yaşta çalışmak zorunda olanın yaşadığı zorluğu devir alırsanız çözüm üretmek için de çaba gösterirsiniz. Çünkü bazı şeyleri yaşamadan maalesef ki çözüm üretmiyor ve onları görmüyorsunuz. Keşke her çocuk eşit olsa. Ve son olarak çocukların hayallerini çalıp kendi çocuklarına ihtişamlı hayat sunanları, kendi çocuklarını balla pekmezle beslerken enflasyon altında ezilen bir lokma ekmeği bulamayan çocukları görmeyenleri asla unutmuyoruz, kimseye de unutturmuyoruz. Onlarla bir gün mutlaka anneler olarak hesaplaşacağız. Her çocuk eşit şartlarda büyüsün eşit şartlarda okusun ve eşit şartlarda beslensin niyetiyle sizlerden de bu konuda duyarlı olmanızı gerekirse çocuklarımız için hep birlikte meydanlarda olmayı sizlere benim değerli okuyucularıma teklif ediyorum.    
Ekleme Tarihi: 25 Nisan 2024 - Perşembe
Seda Kul

Enflasyon altında ezilen çocuklar

Bugün sizlere aslında toplumun en büyük kanayan yarası haline gelen bir konudan bahsedeceğim.

Geçtiğimiz günlerde bildiğiniz üzere 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladık. Ama benim içimde bir burukluk vardı.   Çünkü çocuklara bahşedilen bu bayramda bile çocuklarımız eşit şartlarda değillerdi. Kendi okulumuzdan çocuklarımın okulundan gördüğüm olaya baktığımda aile 50 liralık patiği çocuğuna alıp giydirememişti ve çocuk arkadaşlarının yanında utanıp kafasını eğdi,  tabi ki hiç kimse onun ne giydiğine ne yaptığına bakmıyordu fakat o bir çocuktu...

Çocuklar en ince çizgimizdir biz annelerin ve bu hayatta tek isteğimiz her çocuğun ne şartta olursa olsun yüzünün gülmesidir. Ama artık çocuklarımız maalesef ki ekonomiyi takip edip bizlerden bir şey istemeye utanır hale geldiler. Birinci sınıfa giden bir çocuk bile evinde bu tür hesapları yapıp ailesinden bir şey istemeye çekiniyor. Okullarımızda da bu tarz durumlar düşük gelirli ailelerde maalesef ki çocukların yüzünü düşürecek şekilde artmış durumda şimdi diyeceksiniz ki neden okullar ne alaka…

Ona da şöyle değinmek istiyorum malum havalar ısındı okullar parklara bahçelere gezi düzenliyor, okullarda etkinlikler yapılıyor ve ücretleri asgari ücretli bir aile için yerine göre memur bir aile için bile yüksek denilecek kadar fazla hele hele de birden fazla çocuk okutanlar varsa vay geldi o annenin babanın başına!

Çocuğunu geziye gönderememesi şöyle dursun çocuğum arkadaşları gidince tek kalmasın özenmesin, üzülmesin diye çoğu okula bile göndermiyor gezi günleri. Çocuklar bu durumlardan çok fazla etkileniyorlar. Onlar giderken ben neden gidemiyorum diye düşünüyorlar. Bazen çok gitmek isteseler de durum el vermediği için boyunlarını büküp buna razı geliyorlar.  Okullarda yapılan etkinliklerin bu konularda denetlenmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

Bu tarz gezilerin yapılmaması,  yapılıyorsa da her bütçeden aileye uygun olması gerektiği kanısındayım. Çünkü gidemeyen çocuklarda bunlar yara olarak kalıyor.

Bir diğer konu ise beslenme konusu çocukların çoğu okula beslenmesi olmadan geliyor veya arkadaşları yerken onu seyrediyor. Bazı veliler beslenmelerine doldurup koyarken bazısı bir parça ekmeği koyup okula gönderiyor bazıları ise hiç koyamıyor. Şimdi bu çocuklar eşit şartlarda mı büyüyor. Çocuk Bayramı'nda klasik bir hal alan makam koltuklarını çocuklara devretme olayına gelirsek, bence koltukları çocuklara devretmek yerine bir gün onların yaşadığı şartlarda yaşamak onların hissettiklerini hissedip çözüm üretmek gerekiyor. Bu çocuklar o koltuklarda geçirdikleri bir gün ile hayatlarını sürdürmüyorlar. Ama siz eğer bir gün onların hissettiklerini hisseder evinde ekmeği olmayanın aç uyuduğunu parası olmayanın ilaç alamadığını, çocuk yaşta çalışmak zorunda olanın yaşadığı zorluğu devir alırsanız çözüm üretmek için de çaba gösterirsiniz. Çünkü bazı şeyleri yaşamadan maalesef ki çözüm üretmiyor ve onları görmüyorsunuz.

Keşke her çocuk eşit olsa.

Ve son olarak çocukların hayallerini çalıp kendi çocuklarına ihtişamlı hayat sunanları, kendi çocuklarını balla pekmezle beslerken enflasyon altında ezilen bir lokma ekmeği bulamayan çocukları görmeyenleri asla unutmuyoruz, kimseye de unutturmuyoruz. Onlarla bir gün mutlaka anneler olarak hesaplaşacağız.

Her çocuk eşit şartlarda büyüsün eşit şartlarda okusun ve eşit şartlarda beslensin niyetiyle sizlerden de bu konuda duyarlı olmanızı gerekirse çocuklarımız için hep birlikte meydanlarda olmayı sizlere benim değerli okuyucularıma teklif ediyorum.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.