Seda Kul
Köşe Yazarı
Seda Kul
 

Adalet nasıl bir şey

Hepimizin aslında çok net bildiği ama kimsenin kabullenmek istemediği bir gerçek var ki bizim ülkemizde maalesef ki adalet yok. Varsa da bizler göremiyoruz. Bizler bunlara çok fazla örnek verebiliriz fakat en belirgin günümüzün en çok yaşanan olayı haline gelen aslında bir avukatın, bir savcının bile kiralık ev tutarken mesleğini söylememesi durumunda boş olarak imzalatılan tahliye taahhütnamesi… Yaşadığımız dönemde hâkimi, savcısı, avukatı herkes artık ev tutabilmek için yapılan zorbalık olan tahliye taahhütnamesinin boş olarak imzalatıldığını, imzalanmadığı takdirde ev tutulamadığını net olarak biliyor fakat kanunda ki boşluklar bize gösteriyor ki bilmelerine rağmen başka çaremizin olmadığını görmelerine rağmen bizlere onu imzalatan sonra kafasına göre dolduran emlakçıları, ev sahiplerini haklı gösteriyorlar. Her yerden tahliye ediliyoruz. Kimi zaman evlerimizden, kimi zaman ekmek teknelerimizden kimi zaman ise hak aradığımız makamlardan... Kanunlarımızda yer alan çok fazla boşluk var ve kimse bu duruma dur demiyor. Yeri geliyor cinayetler işleniyor. Bir duyuyoruz ki mahkeme tarafından serbest bırakılıyor, içimizde dolaşıyorlar. Hırsızlık yapanlar bile cezalandırılmıyor doğru düzgün ama biz kiracılar bir imza ile her yerden tahliye ediliyoruz. Acaba insanlar bu haksız mağduriyetler için evlerine gittiklerinde kendilerini sorguluyorlar mı? İki kuruş fazla para kazanma hırsı ile ev sahiplerini kiracılarına düşman eden vicdan sahibi olamayan aralarından bir kaçını tenzih ederek düşünürsek emlakçılar aldıkları paralar ile evlerinde çocuklarına yedirdikleri ekmeğin helal olduğunu mu düşünüyorlar… Kanun boşlukları ve emlakçılar sayesinde yurdumuzun dört bir yanında kiracılar ev sahipleri ile karşı karşıya kalıyor. Ne emlakçılar denetleniyor ne de onları durduracak bir yasa getiriliyor.  Ne varsa yükleniyor herkes kiracıya, dar gelirliye… Mahkemeler asıl uğraşacakları davalar ile uğraşmaktan ziyade ev sahibi –kiracı olayları ile boğuşur hale geldiler. Halkın iradesiyle resmen dalga geçildi. Seçim vaatlerinde her sorunun önüne geçileceğinden bahsedenler seçim bitince ülkemiz insanının dört dörtlük yaşadığını düşündürüp gösterir hale geldiler. Mahkeme nedir bilmeyen insanlar, Türkiye’de yer alan kiracıların dörtte üçlük kısmı mahkeme ile tanıştı. Ve görüyoruz ki hala ciddi anlamda bir yaptırım bir yasa çıkarılmadı. Bu kadar eziyet çeken Türk halkının artık gözü açılmış olacak ki gördüğüm, duyduğum kadarı ile belediye seçimlerinde gerekeni yapacaklarını söylüyorlar. Gerçi seçimler de halk istediği kadar oy atsın seçtikleri kişiler bir şekilde cezaevlerine atılıp seçildikleri mevkilerden düşürülürler. Bunun da en güzel örneğini bir milletvekili davasında gördük. Halkın iradesi yok sayıldı. Halkın seçtiği milletvekili daha koltuğuna gidemeden milletvekilliğinden düşürüldü. Halka sizin fikirleriniz bizim için önemsiz denildi. Mahkeme kararları bile yok sayıldı o yüzden diyorum ya bizim ülkemizde adalet farklı işliyor. Halkın iradesi, hukukun ve adaletin var gibi görünüp aslında yok olması bunun gibi örneklerle daha da netlik kazanıyor. Türkiye Yüzyılı deniyor ya evet gerçekten Türkiye Yüzyılını yaşıyoruz. Türkiye Türkiye olalı bu kadar insanların aç kaldığı, insanların adalete olan inancının bu denli yok olduğu bir dönemi daha yaşamamıştı. Seçim vaadi olarak belediyeler de çorba, ekmek vaat edilir olmamıştı. Çaresizlikten insanlar ölümle tanışmamıştı. Ve son olarak diyorum ki… Doğruluk ve adalet toplumun omurgasıdır. Toplum olarak doğruluğumuzdan ve adaletimizden şaşmamamız dileğiyle…
Ekleme Tarihi: 01 Şubat 2024 - Perşembe
Seda Kul

Adalet nasıl bir şey

Hepimizin aslında çok net bildiği ama kimsenin kabullenmek istemediği bir gerçek var ki bizim ülkemizde maalesef ki adalet yok. Varsa da bizler göremiyoruz. Bizler bunlara çok fazla örnek verebiliriz fakat en belirgin günümüzün en çok yaşanan olayı haline gelen aslında bir avukatın, bir savcının bile kiralık ev tutarken mesleğini söylememesi durumunda boş olarak imzalatılan tahliye taahhütnamesi… Yaşadığımız dönemde hâkimi, savcısı, avukatı herkes artık ev tutabilmek için yapılan zorbalık olan tahliye taahhütnamesinin boş olarak imzalatıldığını, imzalanmadığı takdirde ev tutulamadığını net olarak biliyor fakat kanunda ki boşluklar bize gösteriyor ki bilmelerine rağmen başka çaremizin olmadığını görmelerine rağmen bizlere onu imzalatan sonra kafasına göre dolduran emlakçıları, ev sahiplerini haklı gösteriyorlar. Her yerden tahliye ediliyoruz. Kimi zaman evlerimizden, kimi zaman ekmek teknelerimizden kimi zaman ise hak aradığımız makamlardan...

Kanunlarımızda yer alan çok fazla boşluk var ve kimse bu duruma dur demiyor. Yeri geliyor cinayetler işleniyor. Bir duyuyoruz ki mahkeme tarafından serbest bırakılıyor, içimizde dolaşıyorlar. Hırsızlık yapanlar bile cezalandırılmıyor doğru düzgün ama biz kiracılar bir imza ile her yerden tahliye ediliyoruz. Acaba insanlar bu haksız mağduriyetler için evlerine gittiklerinde kendilerini sorguluyorlar mı? İki kuruş fazla para kazanma hırsı ile ev sahiplerini kiracılarına düşman eden vicdan sahibi olamayan aralarından bir kaçını tenzih ederek düşünürsek emlakçılar aldıkları paralar ile evlerinde çocuklarına yedirdikleri ekmeğin helal olduğunu mu düşünüyorlar…

Kanun boşlukları ve emlakçılar sayesinde yurdumuzun dört bir yanında kiracılar ev sahipleri ile karşı karşıya kalıyor. Ne emlakçılar denetleniyor ne de onları durduracak bir yasa getiriliyor.  Ne varsa yükleniyor herkes kiracıya, dar gelirliye…

Mahkemeler asıl uğraşacakları davalar ile uğraşmaktan ziyade ev sahibi –kiracı olayları ile boğuşur hale geldiler. Halkın iradesiyle resmen dalga geçildi. Seçim vaatlerinde her sorunun önüne geçileceğinden bahsedenler seçim bitince ülkemiz insanının dört dörtlük yaşadığını düşündürüp gösterir hale geldiler. Mahkeme nedir bilmeyen insanlar, Türkiye’de yer alan kiracıların dörtte üçlük kısmı mahkeme ile tanıştı. Ve görüyoruz ki hala ciddi anlamda bir yaptırım bir yasa çıkarılmadı. Bu kadar eziyet çeken Türk halkının artık gözü açılmış olacak ki gördüğüm, duyduğum kadarı ile belediye seçimlerinde gerekeni yapacaklarını söylüyorlar.

Gerçi seçimler de halk istediği kadar oy atsın seçtikleri kişiler bir şekilde cezaevlerine atılıp seçildikleri mevkilerden düşürülürler. Bunun da en güzel örneğini bir milletvekili davasında gördük. Halkın iradesi yok sayıldı. Halkın seçtiği milletvekili daha koltuğuna gidemeden milletvekilliğinden düşürüldü. Halka sizin fikirleriniz bizim için önemsiz denildi. Mahkeme kararları bile yok sayıldı o yüzden diyorum ya bizim ülkemizde adalet farklı işliyor. Halkın iradesi, hukukun ve adaletin var gibi görünüp aslında yok olması bunun gibi örneklerle daha da netlik kazanıyor.

Türkiye Yüzyılı deniyor ya evet gerçekten Türkiye Yüzyılını yaşıyoruz. Türkiye Türkiye olalı bu kadar insanların aç kaldığı, insanların adalete olan inancının bu denli yok olduğu bir dönemi daha yaşamamıştı. Seçim vaadi olarak belediyeler de çorba, ekmek vaat edilir olmamıştı. Çaresizlikten insanlar ölümle tanışmamıştı.

Ve son olarak diyorum ki…

Doğruluk ve adalet toplumun omurgasıdır.

Toplum olarak doğruluğumuzdan ve adaletimizden şaşmamamız dileğiyle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.