Gamze Pelin Demircan
Köşe Yazarı
Gamze Pelin Demircan
 

İstismara sessiz kalma

Değerli okuyucular, Çocuk istismarı, toplumumuzda derin izler bırakan, son derece hassas ve önemli bir konudur. Çocuk istismarı, sadece çocuğun fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik bütünlüğünü de tehdit eden, toplumumuzun en büyük sorunlarından biridir.  İstismarcılar, çocukların masumiyetini ve güvenini kullanarak onları tuzaklarına düşürüyor ve genellikle çocukları manipüle ederek yaşananların onların suçu olduğunu hissettirmeye çalışıyorlar. Ancak bizler, toplumun bireyleri olarak bu kötü niyetli insanlara karşı uyanık olmak ve harekete geçmek zorundayız. Çünkü her bir çocuğun sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyüme hakkı vardır ve bu hakkın ihlal edilmesi karşısında sessiz kalmak, suça ortak olmaktır.   İstismara uğrayan bir çocuğun, fiziksel ve duygusal anlamda onarılması zor travmalar alması söz konusu olabilir. Ancak bu travmaların oluşmasını engellemek, hepimizin sorumluluğudur. Bir istismar vakasını duyduğumuzda ya da gördüğümüzde, sessiz kalmak, vicdanımızı susturmak ya da "Bu benim işim değil" demek, istismarın devam etmesine zemin hazırlamak demektir. Oysa her çocuğun güvende olma, korunma ve mutlu bir çocukluk geçirme hakkı vardır.   İstismara tanık olduğumuzda ya da şüphelendiğimizde, atmamız gereken adımlar oldukça nettir.   Çocuğun cinsel istismarı söz konusu ise üzerini değiştirmeden, vücudunu yıkamadan ivedilikle, 112 Acil Çağrı Merkezi'ni ,Alo 183 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İhbar Hattını aramalı ve durumu hemen bildirmelisiniz. TCK çocuk istismarını bildirmemenin de bir suç olduğunu açıkça belirtir. Bu nedenle hepimizin bu konuda sorumluluğumuz olduğunun bilincinde olmamız gerekir. Böylece hem çocuk korunmuş olur hem de siz yasal yükümlülüğünüzü yerine getirmiş olursunuz. Bu yüzden, şüpheleriniz olsa bile harekete geçmek zorundasınız. Ayrıca, kimliğinizin gizli kalmasını talep edebilirsiniz, bu şekilde hem çocuğu koruma altına alabilir hem de kişisel güvenliğinizi sağlamış olursunuz.   Bir diğer önemli adım olarak, çocuk ihmal ve istismarını önleme konusunda çok kıymetli bir sivil toplum örgütü olan ve 2018 yılından bu güne gönüllü görevimi yapmakta olduğum UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin 0324 331 18 18 no’lu ihbar hattına başvurabilirsiniz. UCİM, Türkiye genelinde çocuk ihmal ve istismarı konusunda önemli çalışmalara imza atmaktadır ve ihbarlarınızı değerlendirerek hukuki destek sağlar. Ayrıca, UCIM’in www.ucim.org.tr/ihbar adresindeki formu doldurarak gönüllü avukatlarla iletişim kurabilir, süreç hakkında bilgi alabilirsiniz.   İstismarcıların Yöntemleri ve Çocukları Korumak   İstismarcılar genellikle çocukların güvenini kazanarak onları tuzaklarına düşürür, manipüle eder ve onların yaşadıklarını saklamalarını sağlarlar. Çoğu zaman çocuklara "bu yaşanan senin suçun" gibi duygusal yükler yükleyerek, çocukların utanç ve suçluluk hissetmelerine neden olurlar. Ve tehdit ederler. Bu, çocukların yardım istemesini engelleyen en büyük sebeplerden biridir. Çocuklar çoğunlukla kendilerini suçlu hissettikleri için de yaşadıklarını kimseyle paylaşmazlar. Burada ailelere, öğretmenlere ve çocuğa bakım veren diğer kişilere büyük sorumluluk düşüyor. Bu sebeple, anneler, babalar ve öğretmenler! Çocukları her zaman yakından gözlemleyin. Çocuklarınızın günlük davranışlarında herhangi bir farklılık gözlemlediğinizde, bu durumun üzerine gidin. İstismar edilen çocuklar genellikle içlerine kapanır, davranışlarında ani değişiklikler olabilir, korku ya da güvensizlik gösterebilirler. Çocuğunuzun ya da öğrencinizin herhangi bir şekilde bu tür davranışlar sergilediğini fark ederseniz, onunla nazik ve anlayışlı bir şekilde konuşarak yaşadıklarını anlatmasını sağlayın. Çocukların kendilerini ifade edebilecekleri güvenli bir alan yaratmak, istismarın fark edilip önlenmesi açısından çok önemli bir adımdır. Bir çocuğun içe kapanması, okulda veya evde sürekli mutsuz görünmesi, aşırı korku ya da kaygı hissetmesi, bir şeylerin yolunda gitmediğine işaret olabilir. Bu durumda, çocukla nazikçe konuşulmalı, onun yaşadıkları konusunda kendini güvende hissedeceği bir ortam yaratılmalıdır. Anneler, babalar ve öğretmenler, çocuklarınıza güven ilişkisi inşa etmelisiniz. Çocuklar, yaşadıkları olayları size anlatabileceklerini bilmeli ve kendilerini ifade ederken yargılanmayacaklarını hissetmelidirler. Güven ilişkisi güçlü olan bir çocuk, başına bir şey geldiğinde sessiz kalmaz ve yaşadığı durumu paylaşmaktan çekinmez.   Özellikle Öğretmenlere Çağrı Eğer bir öğretmen ya da çocuklarla doğrudan çalışan bir kişiyseniz, bir istismar vakasına şahit olduğunuzda ya da şüphelendiğinizde, asla "Bu beni aşar", "İşime mal olabilir", "Kariyerim zarar görebilir" gibi düşüncelerle hareket etmeyin. Çocukların hakları ve güvenliği, herkesin önceliği olmalıdır. Vicdanınızı susturmayın ve çocuklar için adım atın! Unutmayın, bir ihbar belki de o çocuğun hayatını kurtarabilir.   Ayrıca, öğretmenler ve ebeveynler olarak çocukları bu konuda bilinçlendirmek, onlara bedenlerinin kendilerine ait olduğunu öğretmek ve "hayır" deme hakları olduğunu anlatmak zorundayız.   Çocuklara, sınırlarının ihlal edilmesine izin vermemeleri gerektiği ve böyle bir durumda mutlaka bir yetişkine güvenip durumu anlatmaları gerektiği öğretilmelidir. Çocukların güven duyabileceği bir ortam yaratmak, onların gelecekte daha güçlü ve bilinçli bireyler olmalarını sağlar.   Bilinçlenmek ve Bilinçlendirmek!   İstismarı fark eden biri olarak hepimizin, toplumsal sorumluluğumuz var. Susmak ya da görmezden gelmek, bu suçun devam etmesine izin vermektir. Çocuklar, kendilerini savunamayacak kadar küçük ve masumdur; biz yetişkinler ise onları korumakla yükümlüyüz. Lütfen vicdanınızı susturmayın ve çocukları koruma yolunda elinizden geleni yapın. Toplum olarak çocuk istismarına karşı bilinçlenmek, bu suçu engellemenin ilk adımıdır. Bilinçlenin ve çevrenizi de bilinçlendirin. Çocuklarımızın geleceği, bizim bugün attığımız adımlara bağlı! Hiçbir meslek, bir çocuğun hayatından ve sağlığından daha önemli değildir. Öğretmenlik, sadece akademik bilgi vermekle sınırlı kalmamalıdır; çocukların güvenliğini sağlamak, onları tehlikelerden korumak da öğretmenlerin en temel görevlerinden biridir. Bu nedenle, istismara tanık olan ya da şüphelenen öğretmenlerin mutlaka yetkililere ihbarda bulunması gerekir. İhbar yapmaktan çekinmeyin; çünkü bu adım, bir çocuğun hayatını kurtarabilir.   Çocukları Bilinçlendirmek   Çocukları istismar tehlikesine karşı bilinçlendirmek de son derece önemlidir. Onlara, bedenlerinin kendilerine ait olduğunu, kimsenin izinsiz olarak bedenlerine dokunamayacağını anlatmalıyız.   Çocuklara "hayır" demenin, sınırlarını çizmenin ve kendilerini güvende hissetmedikleri bir durumda bir yetişkine başvurmanın doğal olduğunu öğretmek zorundayız. Onların bu konularda bilinçlenmesi, istismarcıların planlarını bozmak ve çocukları korumak için büyük bir adımdır.   Sessiz Kalmayın, Harekete Geçin!   Unutmayın, bir çocuğun güvenliği sizin bir telefon görüşmenizle sağlanabilir. Susmak ya da görmezden gelmek, istismara zemin hazırlamak demektir. Toplum olarak her birimizin sorumluluğu vardır. Vicdanlarınızı susturmayın ve harekete geçin! Bir ihbar, bir çocuğun hayatını değiştirebilir, ona güvenli bir gelecek sunabilir.   Çocuk istismarı konusunda bilinçlenmek ve bilinçlendirmek zorundayız. Çocuklarımızın geleceği, bizim bugün attığımız adımlara bağlı.
Ekleme Tarihi: 23 Ekim 2024 - Çarşamba
Gamze Pelin Demircan

İstismara sessiz kalma

Değerli okuyucular,

Çocuk istismarı, toplumumuzda derin izler bırakan, son derece hassas ve önemli bir konudur. Çocuk istismarı, sadece çocuğun fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik bütünlüğünü de tehdit eden, toplumumuzun en büyük sorunlarından biridir.

 İstismarcılar, çocukların masumiyetini ve güvenini kullanarak onları tuzaklarına düşürüyor ve genellikle çocukları manipüle ederek yaşananların onların suçu olduğunu hissettirmeye çalışıyorlar. Ancak bizler, toplumun bireyleri olarak bu kötü niyetli insanlara karşı uyanık olmak ve harekete geçmek zorundayız. Çünkü her bir çocuğun sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyüme hakkı vardır ve bu hakkın ihlal edilmesi karşısında sessiz kalmak, suça ortak olmaktır.

 

İstismara uğrayan bir çocuğun, fiziksel ve duygusal anlamda onarılması zor travmalar alması söz konusu olabilir. Ancak bu travmaların oluşmasını engellemek, hepimizin sorumluluğudur.

Bir istismar vakasını duyduğumuzda ya da gördüğümüzde, sessiz kalmak, vicdanımızı susturmak ya da "Bu benim işim değil" demek, istismarın devam etmesine zemin hazırlamak demektir.

Oysa her çocuğun güvende olma, korunma ve mutlu bir çocukluk geçirme hakkı vardır.

 

İstismara tanık olduğumuzda ya da şüphelendiğimizde, atmamız gereken adımlar oldukça nettir.

 

Çocuğun cinsel istismarı söz konusu ise üzerini değiştirmeden, vücudunu yıkamadan ivedilikle, 112 Acil Çağrı Merkezi'ni ,Alo 183 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İhbar Hattını aramalı ve durumu hemen bildirmelisiniz. TCK çocuk istismarını bildirmemenin de bir suç olduğunu açıkça belirtir.

Bu nedenle hepimizin bu konuda sorumluluğumuz olduğunun bilincinde olmamız gerekir. Böylece hem çocuk korunmuş olur hem de siz yasal yükümlülüğünüzü yerine getirmiş olursunuz. Bu yüzden, şüpheleriniz olsa bile harekete geçmek zorundasınız. Ayrıca, kimliğinizin gizli kalmasını talep edebilirsiniz, bu şekilde hem çocuğu koruma altına alabilir hem de kişisel güvenliğinizi sağlamış olursunuz.

 

Bir diğer önemli adım olarak, çocuk ihmal ve istismarını önleme konusunda çok kıymetli bir sivil toplum örgütü olan ve 2018 yılından bu güne gönüllü görevimi yapmakta olduğum UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin 0324 331 18 18 no’lu ihbar hattına başvurabilirsiniz.

UCİM, Türkiye genelinde çocuk ihmal ve istismarı konusunda önemli çalışmalara imza atmaktadır ve ihbarlarınızı değerlendirerek hukuki destek sağlar.

Ayrıca, UCIM’in www.ucim.org.tr/ihbar adresindeki formu doldurarak gönüllü avukatlarla iletişim kurabilir, süreç hakkında bilgi alabilirsiniz.

 

İstismarcıların Yöntemleri ve Çocukları Korumak

 

İstismarcılar genellikle çocukların güvenini kazanarak onları tuzaklarına düşürür, manipüle eder ve onların yaşadıklarını saklamalarını sağlarlar. Çoğu zaman çocuklara "bu yaşanan senin suçun" gibi duygusal yükler yükleyerek, çocukların utanç ve suçluluk hissetmelerine neden olurlar. Ve tehdit ederler. Bu, çocukların yardım istemesini engelleyen en büyük sebeplerden biridir. Çocuklar çoğunlukla kendilerini suçlu hissettikleri için de yaşadıklarını kimseyle paylaşmazlar. Burada ailelere, öğretmenlere ve çocuğa bakım veren diğer kişilere büyük sorumluluk düşüyor.

Bu sebeple, anneler, babalar ve öğretmenler! Çocukları her zaman yakından gözlemleyin. Çocuklarınızın günlük davranışlarında herhangi bir farklılık gözlemlediğinizde, bu durumun üzerine gidin. İstismar edilen çocuklar genellikle içlerine kapanır, davranışlarında ani değişiklikler olabilir, korku ya da güvensizlik gösterebilirler. Çocuğunuzun ya da öğrencinizin herhangi bir şekilde bu tür davranışlar sergilediğini fark ederseniz, onunla nazik ve anlayışlı bir şekilde konuşarak yaşadıklarını anlatmasını sağlayın.

Çocukların kendilerini ifade edebilecekleri güvenli bir alan yaratmak, istismarın fark edilip önlenmesi açısından çok önemli bir adımdır. Bir çocuğun içe kapanması, okulda veya evde sürekli mutsuz görünmesi, aşırı korku ya da kaygı hissetmesi, bir şeylerin yolunda gitmediğine işaret olabilir. Bu durumda, çocukla nazikçe konuşulmalı, onun yaşadıkları konusunda kendini güvende hissedeceği bir ortam yaratılmalıdır. Anneler, babalar ve öğretmenler, çocuklarınıza güven ilişkisi inşa etmelisiniz. Çocuklar, yaşadıkları olayları size anlatabileceklerini bilmeli ve kendilerini ifade ederken yargılanmayacaklarını hissetmelidirler. Güven ilişkisi güçlü olan bir çocuk, başına bir şey geldiğinde sessiz kalmaz ve yaşadığı durumu paylaşmaktan çekinmez.

 

Özellikle Öğretmenlere Çağrı

Eğer bir öğretmen ya da çocuklarla doğrudan çalışan bir kişiyseniz, bir istismar vakasına şahit olduğunuzda ya da şüphelendiğinizde, asla "Bu beni aşar", "İşime mal olabilir", "Kariyerim zarar görebilir" gibi düşüncelerle hareket etmeyin. Çocukların hakları ve güvenliği, herkesin önceliği olmalıdır. Vicdanınızı susturmayın ve çocuklar için adım atın! Unutmayın, bir ihbar belki de o çocuğun hayatını kurtarabilir.

 

Ayrıca, öğretmenler ve ebeveynler olarak çocukları bu konuda bilinçlendirmek, onlara bedenlerinin kendilerine ait olduğunu öğretmek ve "hayır" deme hakları olduğunu anlatmak zorundayız.

 

Çocuklara, sınırlarının ihlal edilmesine izin vermemeleri gerektiği ve böyle bir durumda mutlaka bir yetişkine güvenip durumu anlatmaları gerektiği öğretilmelidir. Çocukların güven duyabileceği bir ortam yaratmak, onların gelecekte daha güçlü ve bilinçli bireyler olmalarını sağlar.

 

Bilinçlenmek ve Bilinçlendirmek!

 

İstismarı fark eden biri olarak hepimizin, toplumsal sorumluluğumuz var. Susmak ya da görmezden gelmek, bu suçun devam etmesine izin vermektir. Çocuklar, kendilerini savunamayacak kadar küçük ve masumdur; biz yetişkinler ise onları korumakla yükümlüyüz. Lütfen vicdanınızı susturmayın ve çocukları koruma yolunda elinizden geleni yapın. Toplum olarak çocuk istismarına karşı bilinçlenmek, bu suçu engellemenin ilk adımıdır. Bilinçlenin ve çevrenizi de bilinçlendirin. Çocuklarımızın geleceği, bizim bugün attığımız adımlara bağlı!

Hiçbir meslek, bir çocuğun hayatından ve sağlığından daha önemli değildir. Öğretmenlik, sadece akademik bilgi vermekle sınırlı kalmamalıdır; çocukların güvenliğini sağlamak, onları tehlikelerden korumak da öğretmenlerin en temel görevlerinden biridir. Bu nedenle, istismara tanık olan ya da şüphelenen öğretmenlerin mutlaka yetkililere ihbarda bulunması gerekir. İhbar yapmaktan çekinmeyin; çünkü bu adım, bir çocuğun hayatını kurtarabilir.

 

Çocukları Bilinçlendirmek

 

Çocukları istismar tehlikesine karşı bilinçlendirmek de son derece önemlidir. Onlara, bedenlerinin kendilerine ait olduğunu, kimsenin izinsiz olarak bedenlerine dokunamayacağını anlatmalıyız.

 

Çocuklara "hayır" demenin, sınırlarını çizmenin ve kendilerini güvende hissetmedikleri bir durumda bir yetişkine başvurmanın doğal olduğunu öğretmek zorundayız. Onların bu konularda bilinçlenmesi, istismarcıların planlarını bozmak ve çocukları korumak için büyük bir adımdır.

 

Sessiz Kalmayın, Harekete Geçin!

 

Unutmayın, bir çocuğun güvenliği sizin bir telefon görüşmenizle sağlanabilir. Susmak ya da görmezden gelmek, istismara zemin hazırlamak demektir. Toplum olarak her birimizin sorumluluğu vardır. Vicdanlarınızı susturmayın ve harekete geçin! Bir ihbar, bir çocuğun hayatını değiştirebilir, ona güvenli bir gelecek sunabilir.

 

Çocuk istismarı konusunda bilinçlenmek ve bilinçlendirmek zorundayız. Çocuklarımızın geleceği, bizim bugün attığımız adımlara bağlı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.