Empati, kişinin diğer insanların ne hissettiğini anlama ve onların açışından bakarak, durumu içselleştirip kendini o kişinin yerine koymasıdır.
Duyarlı ve hassas kalbe sahip insanlar eğer aşırı empat tanımının içine giriyorsa, onların yer yer hayatla baş etme konusunda zorlanan ve çokça incinen insanlar olduklarını düşünenlerdenim ben, kendimi de bu kategoriye koyuyorum ne yazık ki. Toplumsal olaylardan tutun da aile ilişkilerine, bazen tanımadığımız birinin dramatik hikayesine, romantik ilişkilerimize kadar hepsinde bunu yaşıyoruz.
Bu tarz insanlar kimi zaman fazla anlayıştan kendileri ne ister, ne severler unutuyor. Bu durum aşırı doz olmaya başladıkça, hayata karşı heveslerinden, arzularından, hayallerinden vazgeçmeye başlıyorlar. Bazen de herkesin isyanını, kızgınlığını, kırgınlığını duyarken kendilerininkini hiç umursanmadığını unutup suçlu bile hissedebiliyorlar. Kimse de gelip bu yaşadığın şeyle sen nasıl hissediyorsun demiyor üstelik.
Empati, anlayışlı olmak da karşılıklılık içermeli. Ben mesela bazen o kadar dolup taşıyorum ki sadece insanlık halimle görülmek istiyorum. Kimsenin kendi duygu ve düşüncelerine geçilmeden, tavsiye verilmeden, bunu mu takıyorsun, ama sen seçtinleri duymadan, sadece kendi halimle görülmek istiyorum, ne kadar zorlandığımın anlaşılmasını, bazen incindiğimin fark edilmesini, yer yer tükendiğinin görülmesini istiyorum ve bu çok insanca eminim hepimiz bunu istiyoruzdur.
Aşırı empati, stres ve olumsuz duyguları tetikleyebileceğinden kişinin kendi iyiliği için sınırlandırması gereken bir durum bence. Kişisel ilişkiler dışında çevresinde ve dünyada olanlara da duyarlı olan bu insanlar bir süre sonra geleceğe karşı umutlarını yaşama karşı heveslerini de kaybediyorlar çünkü.
Dünya da her dakika yaşanan acılardan daha korkunç olan bir şey varsa da; kişinin kendi yaşamını devam ettirebilmesi için bir süre sonra o acıları göz ardı etmesi gerekmesidir. Bu acılar hem dünya geneli hem de kendi küçük dünyamızda var olan sevdiklerimizi içermeli. Bütün zor şeylere, sevdiklerimize karşı her zaman aynı anlayışlılıkta olamayız bazen kabımız çok dolar. Zaten o kapta kendimize de yer ayırmalıyız ve kapasitemizi gözeterek empatik olmalıyız ki kendi ruh sağlığımızı koruyabilelim.
İnsan başkalarına karşı gösterdiği anlayışlı olma halini kendine de gösterebilmeli, empati haline de sınır koyabilmeli, kendini gözetebilmeli, halini görünür kılabilmeli bazen kabım dolu ve buna da yerim yok diyebilmeli.
Bencilce bir yerden değil kendimize bakım verdiğimiz, kendimizi sevdiğimiz bir yerden söylüyorum her zaman da anlaşlı olmayalım sevgili okur. Dünya hassas kalpler için gerçekten zor bir yer ve biz bu hassas kalplerimize sahip çıkalım, sevgiler…