“İnsan beklenti içinde olmadan, hayal kuramaz. Hayallerinin gerçekleşmesi için uğraşmadan duramaz. Zarar görmekten, acı çekmekten korkan insan, hayal bile kuramaz. Allah canımı alsa da hayallerime dokunmaz. Son nefesine kadar sabırla mücadele etmeyen, yaşamaktan keyif alamaz. “   Bu dizeler size tanıdık gelebilir. Kendi iç sesiniz olabilir, etrafınızdan duymuş olabilirsiniz ya da film/ dizilerden denk gelmiş olabilirsiniz. Ben daha önce bu dizeleri hiç görmedim ve duymadım. İçimden geçenleri yazdım. Bu dizeleri ben yazdım. Okuyunca bir yanım “Amma da sert cümleler” dese de diğer yanım “Gerçekler neden sert geliyor?” diye düşünüyor … Gerçekler ile yüzleşmek, cesaret işi değildir. Korkularla hemhal olup, dönüştürmeyi başardığım zaman mevcudiyetimi koruyabiliyorum. Yani, korkularımın korkulacak bir şey olmadığını anlayana kadar mevcudiyetimi koruyamam. Kimse koruyamaz. Cesaret: Yapılması gerekeni en faydalı olacak şekilde uygulayabilmektir. “Eyleme geçmek” cesaret göstermek ile korkmanın ortak davranışıdır. Korkan kişi, asla en faydalı davranışı gösteremez. Mevcut kalabilmek: korkmadan ve atılmadan, kendini feda etmeden ve saldırmadan sükûnet içinde durabilmektir. Nerede susup, nerede konuşmak gerektiğini bilmek sadece cesur insanların özelliğidir. Akıl, bütün insanların ortak donanımıdır. “Korkak davranmak” ve “Cesaret göstermek” öğrenilebilen özelliklerdir.   Cesur insanlar, hayal kurarlar. Kurdukları hayallerin çok büyük bir kısmının suya düşeceğini bilirler. Hayal kırıklığı, üzüntü yaşamaktan korkmazlar. Gerçekçilikten vazgeçmezler. Kendileri ve etrafları için en faydalı olanı yapmaya devam ederler. Yaptıklarının yanlış olduğuna ikna olduklarında, sorumluluk alır ve değiştirirler. Cesur olmayan insanlar, cesur insanların dediklerini yaparlar. Cesur insanlar, birbirlerine destek olurlar. Cesur insanlar, karşısındakini yücelten ve onları onurlandıran insanlardır. Cesur insanlar kendilerini, etrafındakileri ve yaşamayı seven insanlardır.   Peki, korkmak mı daha zordur yoksa cesaret göstermek mi? Ölmek kolay, yaşamak zor olandır ve sabırla mücadele etmeyenler yaşamakla cezalandırılmıştır. Cesur insanlar, doğru zamanda ölürler ve hayatlarını feda edebilmek için yaşarlar. Doğru zamanda ölmek demek, hayatını seve seve, gözünü kırpmadan feda edecek kadar sevdiği şey ile uğraşmaktır. Cesur insan, kendinden daha çok sevdiğini yaşatabilmek ve son nefesini vermeyi uzatmak için mücadele eder. Hayattan keyif alır. Atatürk’ün “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal“ kitabını okuyana kadar “ Çok genç öldü ya, 57 yaş nedir ki…” derdim. Bu kitabı okuduktan sonra” Bu adam 57 sene nasıl hayatta kalmış…” dedim. Onun gözünü bile kırpmadan hayatını feda edeceği vatan sevgisi vardı ve ölümü elinde oyuncak ederek bütün ömrünü yaşadı. Bu kitabında ”Korkmak cezalandırılmalıdır “diye yazar. Korkmak: Yapılması gereken dışında, bile isteye yapılan bütün davranışlardır. Yapılması gerekeni bilmeyen insan korkak değildir ve bilmemek bir yanlış değildir. Boş bırakmaktır. Cesur olmak, her insanın doğuştan sahip olduğu bir özelliktir ve doğru zamanda ölmeyi başarana kadar korkmaya devam ederiz. Kendine yakışanı yapmak seçimle ilgilidir ve insana ait bir özelliktir.   Böyle yazdıklarımı okuyunca, yaşama sevinci oluşuyor bende… Siz de neler oluştu? Sağlıkla kalın