Sabır da şükür de ne güzel bir kelime... Fakat sabır da artık bizim ülkemizde yorulmuş durumda gözüküyor. Çünkü insanlar sabrede sabrede bazı şeylerin düzeleceğine inanıp yıllardır değişmeyen bu düzenin değişmesini bekliyorlar. Bu düzen ne kadar sabır da gösterilse ne kadar yoklukla mücadele de edilse ne kadar şükür de edilse maalesef ki değişmiyor, kolay kolay da değişmeyecek gibi görünüyor. Bir zamanlar şüküre Alışan bir toplum olarak şükürün yanında da sabretmeye her şeye göğüs germeye alışmıştık. Artık alışkanlıklarımıza da daha fazla tahammül gösteremiyoruz çünkü ne şükredecek ne sabredecek yerimiz kalmamış gibi görünüyor. Anneler babalar bu düzene sabrederken evlatlar sabredemiyor, geçmişten öte gelen bu davranışlar maalesef ki geleceğimizin düzgün olmamasına da vesile oluyor. Geçmişte annelerimiz babalarımız her şeye her derde şükür demeseydi sabır etmeseydi belki de şuan ki nesil daha farklı bir nesil olacaktı.
Ülkede mücadele etme kavramı kaybolmuş durumda olmayacaktı. Adaletin olmadığı ülkemizde maalesef ki adalet saraylarında adalet var mı diye sorguluyor olmayacaktık.
Sabır dediğiniz şey baktığımızda hep yok sayılmakla sınanan bir kavram oluyor. Haksızlık, hukuksuzluk yapanlar dilediği gibi hayat sürdürürken sabretmeye alışan şükreden toplum neden hep eziliyor? Ülkemizde insanlar vicdanlarını ne zaman susturdu? Yoksa artık sabırla şükürle tükenen ömürler vicdanlarını da mı yitirdi ..Gelecek nesile acımıyorlar .
En kötüsü de ne biliyor musunuz? Kendi adaletsizliklerini kendi yaşantılarını, kendi hatalarını bu hayata gelecek nesile yükleyenler, sonrada geçip hayatı, kaderi suçluyorlar. Oysaki Dünya değil, ülkemiz değil kötü olan insanların sabrı şükrüdür bunlara sebep olan.
Belki de en büyük sabır ve şükür mücadele etmekten bize biçilen bu düzensiz hayatı kabul etmekten geçiyordur bilmiyoruz. Artık gençler, çocuklar olarak eşit olmaya bu düzensiz hayatta sabırla şükürle kandırılmamaya daha doğru düzgün bir hayat sürdürmeye hakkımız olduğuna ve bununda el birliği ile mümkün olacağına inanıyorum.