Eşber Oktay
Köşe Yazarı
Eşber Oktay
 

The Oyun - 5.bölüm

Bir sonraki yöneticimle olan toplantıda, gönderdiğiniz dokümanı okuduğumu ve okuyunca şoke olduğumu belirttim. Burada yazılanları herhangi bir yönetici görse benimle çalışmak istemeyeceğini ve rotasyon sürecimin olumsuz etkileneceğinden bahsettim. Yöneticim ise gayet bilinçli bir şekilde, “Olur da sağda solda bana mobbing yapıyorlar vs. dersen, kendimizi korumak için bu dokümanı oluşturduk” dedi. Yani kendilerini garantiye almaya çalıştıkları için bana iftiralar atmayı uygun görmüşler. Yöneticimin bu cevabı üzerine şok geçirmeye devam ediyordum. Sonra yöneticim bana, “Senin için saatlerce uğraştım ve o dokümanı oluşturdum, bana teşekkür edeceğine sitem ediyorsun, bu senin için bir şans” dedi. Bu toplantıdan sonra, kendi koltuklarına zarar gelmesin diye gerekirse yalan söylemekten, iftira atmaktan geri durmayacakları net şekilde ortaya çıktı ve ben hala bir an evvel kendime uygun bir pozisyon bulup gitmenin peşindeydim. Tabii bu süreçte, zaman geçtikçe mobbingin şiddeti de artıyordu. Yöneticim artık bana “Ee ne zaman gidiyorsun?” sorusuna ilave olarak “Dışarıdan da iş bakıyor musun?” sorusunu sormaya başladı. Ben de “Size sürecin başından bu yana şirket içi rotasyon istediğimden ve bu konuda da desteğinizi beklediğimden bahsetmiştim. Şirket dışında pozisyon bakıp bakmadığımı neden soruyorsunuz?” dedim. Cevap olarak “Ben senin iyiliğini düşünüyorum” dedi. Bu süreçte bana zerre kadar faydası yoktu, tamamen kendi pozisyonunu düşünerek hareket ediyor ve süreç uzadıkça bana yardım edeceğine tam tersi uyguladığı şiddetin miktarını arttırıyordu. İlave olarak, benim iyiliğimi düşünen bir insan, İngiltere’den beni istedikleri zaman gerekli desteği verir ve gitmemi sağlardı. Korkak ruhlu insanlar, kendilerini korumak pahasına etraflarına verdikleri zararları umursamazlar. The Oyun’un çıkış noktası “korku” duygusunun etkileridir. Buraya kadar gerçeklerden alınmış hikayemin henüz ilk kısımlarını okudunuz… En eğlenceli kısımlar bundan sonra başlıyor. İşin renginin belli olduğu ve nasıl bir “Oyun” döndüğünü, kendi korkaklıklarını örtbas edebilmek için yöneticilerin gerekirse nasıl tiyatro çevirdiklerini şimdiye kadar aktardığım gibi aktaracağım. İngiltere’den beni isteyen yöneticinin pozisyonu olumsuz sonuçlandıktan sonra arayışlarıma devam ediyordum ve yine şirket içerisinde bir pozisyonla daha görüştüm. Bu pozisyon, tüm dünyaya makine satışıyla ilgiliydi ve ticareti öğrenebileceğim ilgimi çeken bir pozisyondu. Pozisyonun yöneticisiyle görüştüm, o da beni istedi. Yöneticiye, pozisyonun içeriği ile ilgili daha fazla bilgi almak ve kendime uygunluğunu anlayabilmek için, bu pozisyonda çalışan bir arkadaşla görüşmek istediğimi söyledim. Yöneticinin bu hoşuna gitti ve pozisyona dair daha fazla bilgi alabilmem için beni çalışanlarına yönlendirdi. Bu sırada bu görüşmelerden kendi yöneticimi haberdar ettim ve yarım gün izin isteyip o pozisyondaki arkadaşla görüşmek istediğimi söyledim. Yöneticim durumu gayet anlayışla karşıladı ve bana yönlendirilen arkadaşla bir öğleden sonra yaklaşık 4 saat görüştüm. Sağ olsun bana süreçleri anlattı, epey konuştuk ve sonrasında pozisyon benim aklıma yattı. Bana yönlendirilen arkadaş benim potansiyel gelecekteki takım arkadaşımdı. Oradaki yaklaşımlarım hoşuna gitmiş olacak ki, yöneticisini benim yanımda aradı ve “Eşber’i bu pozisyona alalım, bu işi halledebilecek biri, işimize yarar” şeklinde desteğini gösterip, olumlu bildirimde bulundu. Sonrasında beni beğenen yöneticiye, “Sizinle devam etmeyi isterim. Bütün bu süreçlerdeki anlayışınız ve desteğiniz için teşekkür ederim,” şeklinde bir e-mail gönderdim. Buraya kadar normalden daha fazla bir “iyilik” hali var gibi ve okuyunca epey umut verici duruyor, değil mi? Sanki ben artık departmandan ayrılacağım ve kendime istediğim gibi bir pozisyon bulmuşum gibi bir görüntü oluşuyor… Şimdi burada normal olmayanlardan kısaca bahsedeyim. Genel olarak hiçbir yönetici, almayacağı bir adaya kendi departmanından çalışanını ayarlayıp onu gezdirmez ve 4 saat ona işi anlatmaz. Bu olağanüstü bir durumdur çünkü yönetici ve aday anlaştığında, yönetici zaten o adayı alır ve konu kapanır. Benim alınmadan önce yaptığım 4 saatlik görüşme, işe başladıktan sonra eğitimler kapsamında verilir. Sonuca gelecek olursak, ben bu yöneticiye “Sizinle çalışmak isterim” diye haber verdikten sonra bu yöneticiyle bir daha irtibatım olmadı. Bu olaydan yaklaşık 2,5 ay sonra işten ayrıldım ve hala bana dönen olmadı. Bu, bardağı taşıran son damlaydı. Havanda su dövdüğümü anlamıştım. Sonrasında yöneticimle pek hoş olmayan bir toplantımız oldu ve onu defalarca yerin dibine gömdüm. Bir sonraki yazımda buraları paylaşacağım.
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2024 - Pazartesi
Eşber Oktay

The Oyun - 5.bölüm

Bir sonraki yöneticimle olan toplantıda, gönderdiğiniz dokümanı okuduğumu ve okuyunca şoke olduğumu belirttim. Burada yazılanları herhangi bir yönetici görse benimle çalışmak istemeyeceğini ve rotasyon sürecimin olumsuz etkileneceğinden bahsettim. Yöneticim ise gayet bilinçli bir şekilde, “Olur da sağda solda bana mobbing yapıyorlar vs. dersen, kendimizi korumak için bu dokümanı oluşturduk” dedi. Yani kendilerini garantiye almaya çalıştıkları için bana iftiralar atmayı uygun görmüşler.

Yöneticimin bu cevabı üzerine şok geçirmeye devam ediyordum. Sonra yöneticim bana, “Senin için saatlerce uğraştım ve o dokümanı oluşturdum, bana teşekkür edeceğine sitem ediyorsun, bu senin için bir şans” dedi. Bu toplantıdan sonra, kendi koltuklarına zarar gelmesin diye gerekirse yalan söylemekten, iftira atmaktan geri durmayacakları net şekilde ortaya çıktı ve ben hala bir an evvel kendime uygun bir pozisyon bulup gitmenin peşindeydim.

Tabii bu süreçte, zaman geçtikçe mobbingin şiddeti de artıyordu. Yöneticim artık bana “Ee ne zaman gidiyorsun?” sorusuna ilave olarak “Dışarıdan da iş bakıyor musun?” sorusunu sormaya başladı. Ben de “Size sürecin başından bu yana şirket içi rotasyon istediğimden ve bu konuda da desteğinizi beklediğimden bahsetmiştim. Şirket dışında pozisyon bakıp bakmadığımı neden soruyorsunuz?” dedim. Cevap olarak “Ben senin iyiliğini düşünüyorum” dedi.

Bu süreçte bana zerre kadar faydası yoktu, tamamen kendi pozisyonunu düşünerek hareket ediyor ve süreç uzadıkça bana yardım edeceğine tam tersi uyguladığı şiddetin miktarını arttırıyordu. İlave olarak, benim iyiliğimi düşünen bir insan, İngiltere’den beni istedikleri zaman gerekli desteği verir ve gitmemi sağlardı. Korkak ruhlu insanlar, kendilerini korumak pahasına etraflarına verdikleri zararları umursamazlar. The Oyun’un çıkış noktası “korku” duygusunun etkileridir.

Buraya kadar gerçeklerden alınmış hikayemin henüz ilk kısımlarını okudunuz… En eğlenceli kısımlar bundan sonra başlıyor. İşin renginin belli olduğu ve nasıl bir “Oyun” döndüğünü, kendi korkaklıklarını örtbas edebilmek için yöneticilerin gerekirse nasıl tiyatro çevirdiklerini şimdiye kadar aktardığım gibi aktaracağım.

İngiltere’den beni isteyen yöneticinin pozisyonu olumsuz sonuçlandıktan sonra arayışlarıma devam ediyordum ve yine şirket içerisinde bir pozisyonla daha görüştüm.

Bu pozisyon, tüm dünyaya makine satışıyla ilgiliydi ve ticareti öğrenebileceğim ilgimi çeken bir pozisyondu. Pozisyonun yöneticisiyle görüştüm, o da beni istedi. Yöneticiye, pozisyonun içeriği ile ilgili daha fazla bilgi almak ve kendime uygunluğunu anlayabilmek için, bu pozisyonda çalışan bir arkadaşla görüşmek istediğimi söyledim. Yöneticinin bu hoşuna gitti ve pozisyona dair daha fazla bilgi alabilmem için beni çalışanlarına yönlendirdi. Bu sırada bu görüşmelerden kendi yöneticimi haberdar ettim ve yarım gün izin isteyip o pozisyondaki arkadaşla görüşmek istediğimi söyledim. Yöneticim durumu gayet anlayışla karşıladı ve bana yönlendirilen arkadaşla bir öğleden sonra yaklaşık 4 saat görüştüm. Sağ olsun bana süreçleri anlattı, epey konuştuk ve sonrasında pozisyon benim aklıma yattı. Bana yönlendirilen arkadaş benim potansiyel gelecekteki takım arkadaşımdı. Oradaki yaklaşımlarım hoşuna gitmiş olacak ki, yöneticisini benim yanımda aradı ve “Eşber’i bu pozisyona alalım, bu işi halledebilecek biri, işimize yarar” şeklinde desteğini gösterip, olumlu bildirimde bulundu.

Sonrasında beni beğenen yöneticiye, “Sizinle devam etmeyi isterim. Bütün bu süreçlerdeki anlayışınız ve desteğiniz için teşekkür ederim,” şeklinde bir e-mail gönderdim.

Buraya kadar normalden daha fazla bir “iyilik” hali var gibi ve okuyunca epey umut verici duruyor, değil mi? Sanki ben artık departmandan ayrılacağım ve kendime istediğim gibi bir pozisyon bulmuşum gibi bir görüntü oluşuyor…

Şimdi burada normal olmayanlardan kısaca bahsedeyim. Genel olarak hiçbir yönetici, almayacağı bir adaya kendi departmanından çalışanını ayarlayıp onu gezdirmez ve 4 saat ona işi anlatmaz. Bu olağanüstü bir durumdur çünkü yönetici ve aday anlaştığında, yönetici zaten o adayı alır ve konu kapanır. Benim alınmadan önce yaptığım 4 saatlik görüşme, işe başladıktan sonra eğitimler kapsamında verilir.

Sonuca gelecek olursak, ben bu yöneticiye “Sizinle çalışmak isterim” diye haber verdikten sonra bu yöneticiyle bir daha irtibatım olmadı. Bu olaydan yaklaşık 2,5 ay sonra işten ayrıldım ve hala bana dönen olmadı.

Bu, bardağı taşıran son damlaydı. Havanda su dövdüğümü anlamıştım. Sonrasında yöneticimle pek hoş olmayan bir toplantımız oldu ve onu defalarca yerin dibine gömdüm. Bir sonraki yazımda buraları paylaşacağım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.