Yüksek enflasyon ve artan hayat pahalılığı en çok çocukları etkiliyor. Okullar da bir öğün ücretsiz yemek vermek, bir yana kantinler bile piyasadan daha yüksek fiyatlara yiyecek ve içecek satmaya başladı.
Öğrenciler, pahalı ve sağlıksız kantin ürünlerine mecbur bırakılıyor. Okul kantinleri hangi süreyle ve ne şartlarla kontrol ediliyor bilemiyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı, kurumların bünyesinde faaliyet gösteren kantin, kafeterya, büfe ve çay ocağı gibi işletmelerinde satışa sunulacak hazır ambalajlı gıdalara yönelik, ‘’ Okul Gıdası Logosu ‘’ uygulamasına geçiş süreci, 14 Eylül 2026 tarihine kadar uzatıldı. Dolayısıyla, çocuklarımız yapabildikleri kantin alışverişlerinde ne kadar sağlıklı beslendiğini bilemiyoruz.
Bunun yanında kantinden simit, ayran bir tarafa su bile alamayan öğrencilerimiz var. Çocuklarımız, daha içme suyuna erişemiyorken diğerlerini konuşamıyoruz bile.
Döner ya da ekmek arası ürünlerine birçok çocuğun, ulaşması mümkün değil.
Bu hayat pahalılığında, 3 öğrenciden biri okula kahvaltı yapmadan gidiyor. Buzdolapları boş. Artan fiyatlar karşısında, alım gücü iyice düşen ailelerin çocuk okutması giderek zorlaşıyor. Yırtılmış ayakkabılarından, üzerlerine giyecek mont bulamadıklarından bahsedemiyoruz henüz. Zaruri ihtiyaçları olan, beslenmeyi bile doğru düzgün yapamıyorken ne giydiklerine ne yazık ki sıra gelemiyor. Tam öğretim olan tüm okullarda, öğle yemekleri molasına yakından tanıklık etmiş biri olarak söylüyorum: birçok çocuğun elinde gördüğüm en sağlıklı beslenme; arasına peynir ve domates konulmuş yarım ekmek varın gerisini siz düşünün. Şimdi bunu bulamayanlarda, var denecektir. Bahsettiğimiz çocuklarımız, büyüme ve gelişme çağında olan çocuklar. Yeterli şekilde beslenemedikleri aşikâr. Kantin sırasına, hiç giremeyen öğrencilerimiz de var tabi.
Yapılan birçok araştırmada, ortaya çıkan raporlar var rica ederim ara sıra okuyunuz.
6,5 milyon çocuk şiddetli yoksulluk içinde. Çocukların % 20’si beslenme yetersizliği yaşıyor. % 25 ‘i okula aç gidiyor. Ve bu oranlar giderek artmaya devam ediyor. 15-17 yaş arası, okuması gereken birçok çocuğumuz maalesef, günümüz şartlarında çalışmak zorunda kalıyor.
Enflasyona uğramayan tek yer neresi? En sağlıklı beslenme nerede yapılıyor?
Evet, tam da tahmin ettiğiniz gibi. Meclis Lokantaları…
Gıda fiyatlarındaki yüksek artışa rağmen, ekonomik fiyatlara sunulması hepimizi şaşırtıyordur. Dışarıda, 1.000 liranın altında yenemeyecek yemekler, bu lokantalar da en sağlıklısından sadece 120 tl ‘ ye yenilebiliyor. Aynı koltukları işgal eden, vekillerimizden de ricamız ÇOCUKLARIMIZ OKULA AÇ GİTMESİN. YÂDA OKULLARDA BİR ÖĞÜN ÜCRETSİZ YEMEK VERİLSİN. Bu önergeleri, meclise sunarak çocuklarımızın ve ailelerin yüzlerini güldürsün isteriz.
Zira yoksulluk eğitime fazlasıyla yansıyor. Sağlıklı ve yeterli beslenemeyen öğrenciler derslerinde de yeterli başarıyı sağlayamıyor. Eskiden bir ya da iki temel ihtiyaca ulaşamayan velilerin, bugün 4 kaleme bile ulaşamadığı görülüyor. Zor şartlar, milyonlarca öğrenciyi eğitimden koparıyor. Bunu hiç birimiz istemeyiz. Ülkemizin aydın, cesur, başarılı insanlara ihtiyacı var. Tek çare, ise yeni yetişen gençliğe, geleceğe daha çok sahip çıkmaktan geçiyor.
Önceliğinin eğitim ve gelecek nesil olduğunu bilen ülkelerin, tarihini incelerseniz ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız…
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;
Ulu Önderimizin de söylediği gibi;
‘’Benim kahramanlarım, hayallerini hiçbir şeye satmayan kişilerdir.’’ demiştir. Çocuklarımızın da hayallerini ellerinden almayın.