Mutlu olmak için sevilmek, kabul edilmek, arkadaşlara sahip olmak, bir gruba ait olmak gibi kıstaslar geneldir. Fakat bunların içinde diğerlerinin gözünde, değerli olmak birçok insanın kıstası! Farkında mısınız?
İnsanlar, kendilerine değer biçme ölçülerini başkalarına bakarak belirliyor. Çevresinde ki insanların, özelliklerine göre kendini bir yere koyuyor. İnsan kendine değer verilmesini önemser. İyi şeylere layık olduğunu düşünür. Zihninde bir değer cetveli oluşturur. “O bana ne yaptı, ben ona ne yaptım’’ ? Bana değer veriyor ki, şu şekilde davranıyor diye dayanaklar bulur kendine. Peki, o ‘’değeri’’ kim ya da kimler oluşturuyor. Sizi takdir eden sistem nedir? Hiç düşündünüz mü?
Bunların hepsine çizgi çekip ‘’değer sisteminizi’’ oluşturmanıza dair bazı formüller paylaşacağım bu kez. Kendinizin çevrede nasıl algılandığına dair bir ‘’hesap kitap’ ’içinde olmanız sizi mutsuz eder. Öncelikle bunun altını çizelim. Mutluluğu, başkalarının size ne ölçüde değer verdiğine göre biçimlendirmenizin sonu hüsrandır.
Çünkü hiç bir zaman beklediğinizi alamayacaksınız. Karşıdaki kişi sevgiliniz, eşiniz, evladınız, arkadaşınız her kim olursa olsun eminim hiç bir şeyi karşılık bekleyerek yapmıyorsunuz. Âmâ yaptıklarınızın karşısında değer görmeyi hak ettiğinizi düşünüyorsunuz. Bana göre de değer meselesi temelde bir hak meselesidir. Yani beklentiye girmenize gerek yoktur. Sizin sevdikleriniz, sizi sevenler tarafından zaten almanız gereken bir duygu olduğunu düşünüyorum. Değersiz hissettirmek hem soyut hem de somuttur. Çünkü kişi verdiği değeri davranışına yansıtır ve hissettirir.
Kendi değerimi neye dayandırıyorum? Bu sorunun yanıtı kendinizi özgürce değerlendirmeyi denediniz mi olacak. Benden, benim özelliklerime sahip, bu kombinasyonda bir tane daha yok aslında bu dünyada. Bu evrende; bu anlamda ben tekim ve eşsizim değerlendirmesi yaptığınız bir an oldu mu? Kendinizi değerlendirmek için başkalarına bakmanız sizin kim olduğunuzla ilgili ipucu değildir. Bazı noktalarda ’daha değerli’’‘ ya da ‘’değersiz’’ olduğunuz sonucuna varırsınız ve mutsuzluk burada başlar. Başkasının gözünde kendinizi sürekli acaba onun için değerli miyim diye sorguladığınızda durum bir hayli yıkıcı olur. Değersizlik algısını, iliklerine kadar hissetmiş biri kendini olduğu gibi kabul edip sevemeyecek belki de. Başkalarının layık görmediği bu durumu, o da kendine layık göremeyecek…
Anlamayana anlatmayın, görmezlikten geleni görmeyin. Her şeyinize sağır olan birini duymayın. Hiçbir şey ifade etmediğiniz kimselere büyük anlamlar yüklemeyin. Yalnız kalsanız da öylesine vakit geçirilen biri olmaktan kendinizi kurtarmış olursunuz. ÖNCELİĞİNİZ KENDİNİZ OLSUN…
Doğaya bakın. Bir yasemin çiçeği mesela. Bu şahane çiçek, size sessizce şunu hissettirir. Ben bir yasemin tohumu isem, kalabileceğim kadar güzel kokan ve olabileceğim kadar güzel olan bir yasemin olma amacındayım.
Yasemin iken, güle gözünü dikip neden yapraklarım gövdem onunki gibi değil demek ki ben daha değersizim gibi bir kod yoktur! Ya da gül; kokum ondan daha güzel dolayısıyla ben daha değerliyim şeklinde bir karaktere hakim olabilir mi?
Değer sisteminizde ‘’Yasemin Olma ‘’ halini hakim kılın.
Hayatta olduğunuz süre boyunca kaldığınız yerlerde değerli hissetme, değer görme isteğinizi başkalarından beklemeyin. Siz en iyisi, en güzeli, en başarılı olanı ve her şeyin en iyisini hak edensiniz. Önce buna kendiniz inanın.
Kişisel hayatınızda her zaman kendinizin en iyi versiyonu olun. Yeniden dünyaya gelseniz yine kendiniz olmayı dileyin. Siz değerlisiniz başkalarına göre kendinizi kıyaslamayın.
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;
SAHİP OLDUKLARINI KULLANMADIĞIN SÜRECE, ONLARA SAHİP OLMAN SENİ AYRICALIKLI YAPMAZ.KENDİ DEĞERİNİ ANLA, KENDİN İÇİN SAVAŞ…