Söz konusu iyi niyet olunca, çoğumuz bu erdeme sahip olduğumuzu düşünürüz. Zihnimizdeki tüm niyetler iyidir. Kim, neden biri veya birileri için kötü düşünsün ki… Ama zaman zaman iyi niyetimizin karşılığında, zarar gördüğümüzden şikâyet ederiz. Daha barışçıl ve daha iyi bir dünya niyetindeysek ayrımcı, egoist, bölücü veya fanatik düşüncelerimiz ya da eylemlerimiz olabilir mi ?
Karşıdaki kişiye verdiğimiz sevginin ve değerin üç türü vardır.
‘’Eğer’’ ‘’Çünkü’’ ve ‘’Rağmen’’
Ben en çok ‘’Rağmen’’ ile ilgileniyorum. İnsan beklentiler için, ya da taşıdığı bir özellik için değil, aksine bir şeyler eksik görülmesine karşın sevilir. Karşımızdaki kişi nasıl olursa olsun, her şeye rağmen iyi niyet gösterebiliriz. Karşılığında kötülük görsek de, bir teşekkür almasak da yaptığımız yürekten gelen bir hamledir. İşte bizler her şeye rağmen, her şeyi yapan bir toplumuz. Kolay kolay kimseye kötülük beslemez, sağduyulu davranırız. Hele de müşkül, ihtiyacı olan insanlar gördüğümüzde empati duygumuz daha da yüksek olur. Karşılığını almamız çokta önemli değildir. Yardımseverliğimiz, bir gün benimde başıma gelebilir duygusu, içimizde bir hayli fazla yer edinmiştir.
Bazen bazı insanların, tekin ve güvenilir olmamasına karşın iyilik yapmaktan vazgeçmeyiz. Geçtiğimiz günlerde bir taksici, içinde kötülük beslemeden, olabileceklere rağmen iyi niyetinden vuruldu. Bir aile dağıldı. Evlatları babasız kaldı neden? İyi niyetimizden… Kirli bir toplumdayız artık. Neyi nasıl düşüneceğimizi bilemiyoruz. Sokakta gördüğümüz evsizlere, dilenen küçük yaştaki çocuklara, zor durumda olduğunu düşündüğümüz herkese, hep bir iyi niyet besleriz. Kimileri bu yardıma muhtaç ve gördüğü iyilik karşısında minnettar kalabiliyor. Âmâ günümüz şartlarında kan donduran bu vahşet haberleri gördükçe, içimize dönmeye görmemezlikten gelmeye başlıyoruz. Bazen içimizdeki bu iyi niyet duygusu insanı zayıflaştıran bir duygu olarak da görülebiliyor. Hatta ‘’ en sevmediğim özelliğim iyi niyetli oluşum’’ deriz ya… Galiba yavaş yavaş bu özelliğimizi de kaybediyoruz. Bu aralar bunun doğru olabileceğini düşünüyorum. Çünkü tanık olduğumuz üzücü olaylar, keşke yapmasaydım dedirtiyor bize…
Yüreklerin kulaklarının sağır, vicdanların kömür karası olduğu bir dünyada her geçen gün anlamını yitiren bir kavramdır bu. Hak edene gösterilmesi durumunda, geri dönüşü güzellik olan yaşam biçimidir. Haketmeyene gösterildiğinde ise, sonucu ölüm olmamalı elbet.
İNSAN HAYATI BU KADAR UCUZ OLMAMALI.
Kasten suç işleyen bu caninin, soğukkanlı davranışları daha çok şoke etti bizi. İyiliğimizin sonunda nankörlük görme devrindeyiz. Öyle caydırıcı cezalar verilmeli ki, kötülük bu kadar etrafımızı sarmamalı.
İyilik bizim insanlığımızın ortak dilidir. Toplumları bir araya getiren sevgi ve saygı bağlarını güçlendiren bir kavramdır. İyilik, iyi niyetli olma bulaşıcıdır. Yaptığınızda vicdanımızı rahatlatan bir eylemdir. Birilerine iyi gelmek, yarasına merhem olmak rahatlatır bizi.
İyilik yapan iyilik bulur derler ya… Bu sefer bulmadı, belki bundan sonra da bulamayacak kötülükten beslenen insanlar giderek çoğalıp, iyilikten soğutacaklar.
İçimizde ki bu duyguyu kaybetmek zamanla bizi de kötü yapacak. Herkes daha depresif mutsuz, karamsar, umursamaz davranacak. Güven ortamının azalması dünyanın daha tehdit edici bir yer haline gelmesine sebep olacak.
Küçük bir iyilik bir gün geri dönecek büyük bir mutluluğun tohumu olsun… Şiddetin cinayetin habercisi değil…
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;
Ne isterseniz olun! Ama size gösterilen iyi niyetin nankörü olmayın.