CESARETİ KADINDAN ÖĞRENDİ ERKEK. SONRA KADINA EGEMEN OLMAYA KALKTI. YÜREKLİ BİR KADININ YÜREKSİZ ERKEKLERE KARŞI SAVAŞI…
İranlı genç bir kadın, başörtüsünü yanlış taktığı için güvenlik görevlileri tarafından fiziksel tacize uğrayınca, üniversite kampüsünde uygulanan katı kıyafet yönetmeliğini protesto etmek için çarı çıplak sokakları gezdi. Yaptığı bir haykırış, hakkını savunma, dikkat çekme fakat neticesi ne oldu tabiki gözaltı kararı.
Böyle bir durumda bunun bir protesto değil kadının psikolojik sorunları olduğundan bahsedilecek. Çünkü kadınlar kendilerine yapılan kötü muamele ve haksızlığa ses çıkaramaz cesaret gösteremez. Yapınca da akli dengesi sorgulanır.
Olay kasıtlı bir eylem, psikolojik bir rahatsızlık, yâda başörtü yasasını protesto…
Buradan yola çıkarak söylemek istediğim şey şu; Neden bir kadının haykırışı sesi duyulmuyor… Bastırılıyor…
Başörtü sorunu bizim ülkemizin de gündeminden hiç düşmeyen bir sorun.
En fazla mağduriyet ve tartışma yaratan durum zamanında birçok öğrenci, başörtülü olduğu dönemlerde yükseköğrenim hakkını kullanmadı.
Öyleki o yıllarda bu yasaklar okulu bırakmaya, peruk ya da bere takmaya hatta imkân bulunduğunda yurt dışına çıkmaya kadar itti insanları.
1960’lı yılların ilk yarısından bu yana devam eden bu sorun 1980 darbesinden sonra tırmanışa geçerek kamu, kurum ve kuruluşlarda başörtü ile çalışmak yasaklandı. Dünyanın her yerinde de sorun olmaya devam ediyor.
Şimdilerde sanki o günleri yaşayan bizler değilmişiz gibi iş başörtüsünden etek boyuna giydiği gömleğe nerde nasıl davranacağına kadar uzandı.
Nedir bu kadınların çektiği ne gündemden ne de haberlere konu olmaktan çıkıyor. Giyimi, kuşamı, tavrı, davranışı her seferinde sorun olabilecek bir durum içine sokuyor kadınlarımızı.
Evde, işte, okulda, sosyal hayatta her zaman baskılanan sorgulanan kesim oluyor. İkinci sınıf insan konumuna indirilen anlayışı kınıyorum.
Cumhuriyetin ilanından bu yana kadının toplumsal statüsünün çağdaş uygarlığın mihenk taşını oluşturduğu gerçeğine göre hareket etmeliyiz. Ötekileştirmek arka plana atmak yerine konumunun yükseltilmesine ilişkin somut adımların atılması gerekmektedir. Zira kadının elinin değdiği her şeyi güzelleştirdiğini bilirsiniz.
Kadınların başörtüsü ve kıyafetine karışmaktansa örümcek beyinlerinizi değiştirmeye ne dersiniz?
Bakışlarınızı, bakış açınızı, kimin açık kapalı olduğuna kimin uzun ya da kısa giydiğine değil de kadınların ne başarılara imza attığına çevirebilirseniz her şeyin daha anlamlı ve güzel olduğunu göreceksiniz. Her kadın, istediğini başarabilecek güce sahiptir. Ve herkese ilham olabilecek cesarete de…
Türkiye ‘ de kadınların haklarını elde etmesinin süreci ve asıl önemli noktası Kurtuluş Savaşı’dır. Öyle çetin bir savaşın kazanılmasında kadının rolü yadsınamayacak kadar büyüktür günlerden bu günlere kadar gelen kadınlarımızı nasıl başörtü takabileceğine nasıl giyineceğine karışarak yıldıracağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Kadın, anne
Kadın, profesör
Kadın, hâkim
Kadın, doktor
Kadın, her şey
SİZ CESARETİMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ KABUL EDECEKSİNİZ. SEVİLİP DEĞER GÖRDÜĞÜMÜZ YERDE NASIL ÇİÇEK AÇTIĞIMIZI DA GÖRECEKSİNİZ…
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU:
Güçlü bir kadın, yalnızca sesini değil, sessizliğini de bir güç olarak kullanabilir.