Cumhuriyet 101 yaşında. Türkiye tam 101 yıl önce 600 yıllık saray saltanatından,10 yıllık meşruti monarşiden,3,5 yıllık meclis hükümeti sisteminden cumhuriyete geçti.
Atatürk’ü Cumhuriyeti hazımsızlık had safhada ‘’Atatürk’’ diyemiyorlar gerektiğinde ‘’Mustafa Kemal’’ demekle yetiniyorlar. Zoraki. Milli bayramlarımız da keza eskiden olduğu gibi yürekten kutlanmıyor. Eski 19 Mayıslarda büyük stadlarda gençlerimizin gösterilerini yeni kuşaklar bilmiyorlar.23 Nisan,30 Ağustos,29 Ekim kutlamaları da tarih oldu. Kutlamalar resmi düzeyde düşük profilli, yasak savma kabilinden. Atatürk sevdalı, Cumhuriyet sevdalı yurttaşlarımız sahip çıkıyor mili bayramlarımıza.
Atatürk bugün olsaydı ne derdi?
Öncelikle aklıma gelen şu : “Bağımsızlık benim karakterimdir.’’ diyen bir deha, mutlaka eğitimli ve akıllı insanların mevcut olduğu bir yerde, herkesin bir orkestra gibi ahenk içinde olup en güç işleri kolaylıkla başarmalarını isterdi. Kişilerin kendi kaderlerini başkalarının eline bırakmalarını istemeyeceği için katılımcı bir yöntem anlayışı kurgulardı. Tıpkı her 29 Ekim’de yıl dönümünü kutladığımız gibi…
Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinde olduğu gibi…
Buradan hareketle şunu söyleyebilirim: Kabiliyete uygun görevlendirmelerin yapıldığı, çalışan ile çalışmayanın birbirinden kolayca ayrıldığı, kişilerden ziyade işi kontrol eden yöneticilerin var olduğu az zamanda çok işler başaran, çarpıcı-sıra dışı-marifetli tasarımlar için uğraşan özgür düşünceyi benimseyen taleplerine dolambaçlı yolların aksine dürüstlük içinde ulaşmak isteyen, vazifesini yaparken onay beklemeyen ve gerekirse inisiyatif alabilen kişilerin olduğu kurumlarda Mustafa Kemal Atatürk yaşıyor, yaşatılıyor!
Aslında sadece kurumlarda değil kadının erkeğin eşit muamele gördüğü, çocuklara gençlere sevgiyle yaklaşılan, dogmaların değil, bilimin ve sanatın taçlandığı, sporun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı yapıldığı her yerde attığımız her adımda her kararda Mustafa Kemal yaşatılıyor ve yaşatılmaya devam edilecek.
Ben ‘’Atatürkçüyüm’’ ya da Atatürk’ün yolundayım derken gerçekten bu söylemin içini doldurabiliyor muyuz?
Atatürkçü olmak saf tutmak değildir. Aksine doğrunun yanında, ahlakın içinde vefa ile nezaketin, yaratıcılık ve zekanın hak ve özgürlüklerin önünü kesmeden yaşamaktır.
Bugün Atatürk ‘’ün eşsiz armağanı ve emaneti olan Cumhuriyetimizi kutladık. Cumhuriyet sağlam, güçlü temeller üzerine kurulmuştur. Atatürk ‘ü Cumhuriyeti sindiremeyenlerin bu sağlam, güçlü temelleri sarsmaları, yıpratmaları mümkün değildir. Cumhuriyet 101 yıl içinde büyük başarılara imza atmış önemli aşamalar kaydetmiştir. Bugünde karşı karşıya bulunduğu çeşitli sorunları aşabilecek, üstesinden gelecek güçte ve kabiliyettedir. Ulusumuz Atatürk’ün emanet ettiği Cumhuriyeti ilelebet yaşatma kararlılığındadır. İktidarlar gelip geçicidir.
BAKİ OLAN CUMHURİYETTİR…
Takvimler her yıl 29 Ekim’i gösterdiğinde Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde kurulan bu Cumhuriyet hep aynı ve daha fazla coşkuyla kutlanacak bugünün önemi gelecek nesillere aktarılacaktır.
Dünya üzerinde; bu kadar ileri görüşlü, idealist, hakikati arama gücü, sabır ve disiplin anlayışı yaratıcı zihniyeti olan başka bir lider yoktur.
Gençler Atatürk gibi düşünün…
Unutma Sevgili Okuyucu;
CUMHURİYET VE ONUN GEREKLERİNİ YÜKSEK SESLE ANLATINIZ.BUNU YÜREKLERE YERLEŞTİRMEK İÇİN ELVERİŞLİ OLAN HİÇBİR DURUMU KAÇIRMAYINIZ.