Her gün haberlere konu olsa da her hafta, her köşede bu konuya yer versek de, bir araya gelip sesimizi duyurmaya çalışmakta olmuyor. Yetmiyor, duyuramıyoruz sesimizi… Neden bahsettiğimi anladığınızı sanıyorum öyle afili girizgâhlar yapmayacağım…
Sokaklara çıkamaz, herhangi biri ile konuşamaz hale geldik. Kimse kendini güvende hissetmiyor. Her an ölebilirim korkusuyla yaşamak nedir? Ama eşi, ama sevgilisi, ama aile bireyleri, belki de hiç tanımadığı biri tarafından, insan hayatı bu kadar ucuz bir şey mi?
Sokakta bir çığlık duyduğumuz da yaşanılan bir arbede gördüğümüzde artık hemen telefonlara sarılıp kayda giriyoruz.
Peki, neden video çekmek yerine yardım edemiyoruz?
Benim kanaatimce, Kadir Şeker’in tutuklandığı gün yardımseverlik ve sağduyu da onunla birlikte aynı parmaklıklar ardına girdi.
Hatırlarsınız, Kadir Şeker Konya ‘da sevgilisi tarafından darp edilen bir bayanı kurtarmak isterken, Özgür Duran’ı yaralamış ölümüne sebep olmuştu. Kimse bunu istemez elbette. Engellemek isterken işin buralara geleceğini kim tahmin ederdi ki…
Ama sonuç 10 yılına mal oldu. Herkes yaptıklarının bedelini ödesin o zaman .Onun iyi niyetiyle çıktığı bu yolda aldığı ceza ile iyi niyetimizde kaybettik.
Bugün ülkelere bir güvenlik karnesi verilse, eminim ki Türkiye sınıfta kalır.
Kadınlar geceleri tek başına dışarı çıkamaz, istediği kıyafeti giyemez, hatta gülemez hale geldi.
Cinayetler, taciz ve aile içi şiddet… Tüm bu olayların değişmez kurbanları kadın olduğunda toplumsal bir olaya dönüşüyor. Ülkede peşkeşe yaşanan bu cinayet haberleri, tesadüfen yaşanılan münferit olaylar değildir. Ortada büyük bir adalet ve güven sorunu mevcut. Toplumu çürüten şey, uygulanmayan yasalardır. Toplum, kendiliğinden değil toplumsal eşitliği sağlamayan siyasi iktidarın politikaları sonucu çürüdü. Bu ölümler, göz göre göre geliyor artık bir şey yapmalı… Türkiye bir çok açıdan önemli bir mesafe kaydediyor ama maalesef kadınları ve çocukları koruyamıyor. Bu haberlere, yayın yasağı getirmeyin, bırakın her gün gündemde kalsın Meclis, Vekiller, Bakanlar her gün konuşup hesap sorsun faillerin cezalarını çekmesini sağlasın. Bu tarz olayların üstü kapatıldığında yerine daha büyükleri yaşanıyor…
Kadın cinayetleri nasıl çözülür?
Çalışmayan işi-gücü olmayan kalmasın. Aileler dağılmasın insanların asgari refahı sağlansın ki kimse suça sürüklenmesin.
Televizyonda, şiddet pompalayan kanallar dizi ve filmler durdurulsun.
Aile birliğini sevgi ve saygıyı kadının hak ettiği değeri anlatan yayınlar yapılsın.
Okullarımız da kadına, çocuğa, insana saygı ve sevgi eğitimleri verilsin. Test çözerek insan yetişmez.
Sanatçılarımız, ucuz magazinle değil, örnek aile yaşamları ile gündeme gelsin…
Topu taca atmayı, yakar top oynamayı bırakalım. Gelin hepimiz taşın altına elimizi koyalım, Özgecan Aslan’ın, Tuğçe Can’ın, İkbal Uzuner ‘in, Ayşenur Halil ‘in, kahkahalarının çınladığı küçük Narin’in oyunlar oynandığı, Öğretmen Aybüke Yalçın’ın heyecanla derslerine girdiği günlere geri dönelim. Kadın erkek hep birlikte mutlu olacağımız bir Türkiye kuralım.
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;
GÜVEN DUYGUSU, YERİNİ ŞÜPHEYE BIRAKTIĞI AN DİKKAT EDİN.ŞÜPHE DUYDUĞUNUZ HİÇ KİMSE HAYATINIZDA OLMAYI HAKETMEZ.ŞÜPHE DUYDUĞUNUZ YERDE DE OLMAYI SİZ HAKETMEZSİNİZ.