Burcu Ateş
Köşe Yazarı
Burcu Ateş
 

Toplum baskısı

Toplum baskısı, kişinin yıllardır belirle şeylere dayatılmış olan, bir toplum tarafından kişiye zarar verip vermediğini sormaksızın, sadece toplum doğru gördüğü için kabul edilip kişiye psikolojik, yeri geldiğinde ise fiziksel baskı uygulamasına denir. Böyle açıklayınca kulağa pekte hoş gelmiyor. Bazı nesiller bu toplum baskısı ile büyümüşlerdir. İyi ya da kötü yönleri vardır tartışılır elbet. Tek bir konu üzerinden de ele almakta mümkün değildir. Toplumsal baskı, bireyin çevresinden gelen normlar beklentiler ve değerlere uyum sağlamak zorunda hissettiği bir durumu ifade eder. Bu baskı genellikle, toplumun belirli standartlarına uymaya çalışan bireylerin yaşadığı bir deneyimdir. Toplum baskısına maruz kalan bireyler, davranışlarını kontrol etmek zorunda kalarak başkaları ne der diye düşünerek yetiştirilmişlerdir. Genel bakış açısıyla bakıldığında bu hayatı bir başkası için değil kendimiz için yaşıyoruz. Dolayısıyla tercih edeceğimiz yol, yaşam biçimi sadece kendimizi ilgilendirir. Bu konuda herkesin fikrine saygı duyabiliriz. Fakat değinmek istediğim konu günümüzdeki Z kuşağının yaşam tarzı… Ne giydiğiniz, nasıl oturduğunuz, nasıl konuştuğunuz, sadece sizi bağlar. Âmâ bu özgüven ve cesaret zaman zaman bizlerinde nahoş olaylarla karşılaşmasına sebep oluyor. Her ne kadar kişinin hayatına, saygı duyduğumuzu söylesek de toplumumuzda kabul görmeyen yadırganan davranış ve yaşam tarzları mevcuttur. İnsanlık tarihinin, her döneminde toplu yaşama dair kabul görmüş, belli yazılı olmayan kurallar vardır. Toplumda, insan davranışlarının iyi veya kötü olduğu hukukun, dini inancın, örf ve adetlerin, gelenek ve göreneklerin içinde yer aldığı kültürel unsurlar ile ölçülür. Türk Milletinin, dünyadaki diğer toplumlara benzemeyen bir yaşam tarzı bir kültürel yapısı vardır. Buna verilebilecek en büyük örnek; gençlerin topluma açık alanlarda sergiledikleri davranışlardır. Bugünlerde, haberlere konu olan hatta bakarken onlar adına utandığımız durumlar söz konusu oldu. Sokak ortasında müstehcen hal ve hareketlerde bulunan kişilerin o hallerini gördükçe aslında toplum baskısının çokta kötü bir şey olmadığı bir kez daha geldi akıllara. Eskiden giydiğiniz kıyafetten tutunda dinlediğiniz müziklere kadar gören duyan ne der algısından özgürce hareket edemez olurduk. Bunu aştığımız bugünlerde ise özgürlük adı altında isteğimiz her şeyi, istediğimiz yerde yapma cesaretine sahip olduğumuzu düşünmeye başladık. Tabi ki, her bireyin hakları var. Ve hayat onun, herkes tercihlerini yaşamakta özgür. Lakin büyüdüğümüz topraklar, sahip olduğumuz değerler, öğrendiğimiz örf ve adetler işlerin bu kadar da çığırından çıkmaması içindi. Bence halka açık alanlarda uygunsuz durumların içindeyken elalem görse ne der ayıp olur algısının da geri gelmesi gerekir. Utanma duygusunu yaşamalıyız.   Bir toplumda doğru kabul edilebilecek bir davranış, başka bir toplumda yanlış kabul edilebilir. İnşanlar inandıklarını yaşar gördüklerini tekrarlar; bazen de yanlış olduğunu bildiği halde kendisi ile çelişerek de olsa kabahat işlemeye devam eder. Atalarımız, tam da bunun için zamanında ‘’Üzüm üzüme baka baka kararır. ’demiş. Olumsuz olduğunu bildiği halde aynı davranışları sergilemeye devam eder. İşlevselci sosyologların önem verdiği olgular arasında toplumsal normlar ve ahlakta vardır. Zaman zaman şahit olduğumuz çirkin görüntüler toplumun ahlakının iyi yere gitmediğinin de göstergesidir. Naçizane fikrim çocuklarınızı yetiştirirken tabii ki toplum baskısına maruz bırakarak değil ama utanma duygusunu vererek nerde nasıl davranacağını bilerek yetiştiriniz. Örf adetlerimize gelenek ve göreneklerimize bağlı kalmasını sağlayınız. Özgürlüklerini toplumun ahlakını bozduğu yerde bitirmeleri gerektiğini öğretiniz. UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU; KENDİNİZİ BAŞKALARININ TENKİTLERİNE MARUZ BIRAKACAK KADAR ÖZGÜRLEŞTİRMEYİN…
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2024 - Çarşamba
Burcu Ateş

Toplum baskısı

Toplum baskısı, kişinin yıllardır belirle şeylere dayatılmış olan, bir toplum tarafından kişiye zarar verip vermediğini sormaksızın, sadece toplum doğru gördüğü için kabul edilip kişiye psikolojik, yeri geldiğinde ise fiziksel baskı uygulamasına denir.

Böyle açıklayınca kulağa pekte hoş gelmiyor. Bazı nesiller bu toplum baskısı ile büyümüşlerdir.

İyi ya da kötü yönleri vardır tartışılır elbet. Tek bir konu üzerinden de ele almakta mümkün değildir.

Toplumsal baskı, bireyin çevresinden gelen normlar beklentiler ve değerlere uyum sağlamak zorunda hissettiği bir durumu ifade eder. Bu baskı genellikle, toplumun belirli standartlarına uymaya çalışan bireylerin yaşadığı bir deneyimdir.

Toplum baskısına maruz kalan bireyler, davranışlarını kontrol etmek zorunda kalarak başkaları ne der diye düşünerek yetiştirilmişlerdir.

Genel bakış açısıyla bakıldığında bu hayatı bir başkası için değil kendimiz için yaşıyoruz. Dolayısıyla tercih edeceğimiz yol, yaşam biçimi sadece kendimizi ilgilendirir. Bu konuda herkesin fikrine saygı duyabiliriz. Fakat değinmek istediğim konu günümüzdeki Z kuşağının yaşam tarzı…

Ne giydiğiniz, nasıl oturduğunuz, nasıl konuştuğunuz, sadece sizi bağlar. Âmâ bu özgüven ve cesaret zaman zaman bizlerinde nahoş olaylarla karşılaşmasına sebep oluyor.

Her ne kadar kişinin hayatına, saygı duyduğumuzu söylesek de toplumumuzda kabul görmeyen yadırganan davranış ve yaşam tarzları mevcuttur.

İnsanlık tarihinin, her döneminde toplu yaşama dair kabul görmüş, belli yazılı olmayan kurallar vardır. Toplumda, insan davranışlarının iyi veya kötü olduğu hukukun, dini inancın, örf ve adetlerin, gelenek ve göreneklerin içinde yer aldığı kültürel unsurlar ile ölçülür.

Türk Milletinin, dünyadaki diğer toplumlara benzemeyen bir yaşam tarzı bir kültürel yapısı vardır.

Buna verilebilecek en büyük örnek; gençlerin topluma açık alanlarda sergiledikleri davranışlardır. Bugünlerde, haberlere konu olan hatta bakarken onlar adına utandığımız durumlar söz konusu oldu. Sokak ortasında müstehcen hal ve hareketlerde bulunan kişilerin o hallerini gördükçe aslında toplum baskısının çokta kötü bir şey olmadığı bir kez daha geldi akıllara. Eskiden giydiğiniz kıyafetten tutunda dinlediğiniz müziklere kadar gören duyan ne der algısından özgürce hareket edemez olurduk. Bunu aştığımız bugünlerde ise özgürlük adı altında isteğimiz her şeyi, istediğimiz yerde yapma cesaretine sahip olduğumuzu düşünmeye başladık. Tabi ki, her bireyin hakları var. Ve hayat onun, herkes tercihlerini yaşamakta özgür. Lakin büyüdüğümüz topraklar, sahip olduğumuz değerler, öğrendiğimiz örf ve adetler işlerin bu kadar da çığırından çıkmaması içindi. Bence halka açık alanlarda uygunsuz durumların içindeyken elalem görse ne der ayıp olur algısının da geri gelmesi gerekir. Utanma duygusunu yaşamalıyız.

 

Bir toplumda doğru kabul edilebilecek bir davranış, başka bir toplumda yanlış kabul edilebilir. İnşanlar inandıklarını yaşar gördüklerini tekrarlar; bazen de yanlış olduğunu bildiği halde kendisi ile çelişerek de olsa kabahat işlemeye devam eder. Atalarımız, tam da bunun için zamanında ‘’Üzüm üzüme baka baka kararır. ’demiş. Olumsuz olduğunu bildiği halde aynı davranışları sergilemeye devam eder.

İşlevselci sosyologların önem verdiği olgular arasında toplumsal normlar ve ahlakta vardır.

Zaman zaman şahit olduğumuz çirkin görüntüler toplumun ahlakının iyi yere gitmediğinin de göstergesidir.

Naçizane fikrim çocuklarınızı yetiştirirken tabii ki toplum baskısına maruz bırakarak değil ama utanma duygusunu vererek nerde nasıl davranacağını bilerek yetiştiriniz. Örf adetlerimize gelenek ve göreneklerimize bağlı kalmasını sağlayınız. Özgürlüklerini toplumun ahlakını bozduğu yerde bitirmeleri gerektiğini öğretiniz.

UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;

KENDİNİZİ BAŞKALARININ TENKİTLERİNE MARUZ BIRAKACAK KADAR ÖZGÜRLEŞTİRMEYİN…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.