Toplumun, hemen her kesiminde eğitim ve eğitim sistemi ile ilgili kendine özgü bir görüşü bulunuyor. Doğal olarak eğitim, hem eğitim bilimi ile ilgili uzmanların hem de toplumun birer üyesi olarak bizlerin günlük hayatında önemli bir yer tutuyor.
Özellikle ülkemizde her kademe de okullar arasında eğitim kalitesi açısından niteliksel farklılıkların olduğunu hepimiz kabul ediyoruz.
Dünya da başarı kavramının belirleyicisi ve ölçülmeye çalışılan nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar öğrendikleriyle ilgili değildir. Gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma becerisine sahip olup olmadıkları ile ilgilidir.
Bizde bu gerçeklerle yetiştirdiğimiz öğrencilerin, niteliğini sorguluyoruz. Okul öncesinden üniversiteye birbirini izleyen, tamamlayan eğitim politikaları geliştiremediğimiz için de öğrencilerimizi ezberci anlayışla hazırlanan müfredata mahkum ediyor, okul-öğretmen ve veli işbirliğinin kalitesini arttıramıyoruz.
Veli-Okul İşbirliği
Veli ile doğru şekilde ve doğru zamanda kurulan iletişim ve iş birliği becerisi, bir okulun önemli artılarındandır. Gerektiği kadar açık ve şeffaf eğitim kurumu sorumlulukların eşit paylaşımını da önemser ve gerektiği ölçülerde yerine getirir.
Okul-aile işbirliği öğrencilerin başarısında oldukça önemli bir yer tutuyor bunu biliyoruz. Yapılan araştırmalar çocukları ile ilgilenen sorunları çözmeye çalışan, okulla, işbirliğini geliştiren ailelerin çocuklarının başarısı, ilgilenmeyen ailelere göre daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Öğrencinin okuldaki sosyal, duygusal ve akademik yönden gelişimi ailenin eğitime verdiği önem ile ilişkilendirilebilir. Ailelerin okul ile iletişimlerinde çocukların bütünsel gelişimi ile ilgilenmekten ziyade çocukların akademik durumlarıyla notlarıyla ilgilendiklerini sosyal, duygusal gelişimleriyle daha az ilgilendiklerini görüyoruz.
Önceliğimiz özgüvenli, saygılı, haklarını bilen bireyler yetiştirmektir.
Ezberci ve notlara dayalı bir eğitim sistemimiz olduğundan dolayı önceliğinizin bu olduğunu biliyorum.
Fakat okullardaki eğitimcilerin terbiyeli, nerde ne konuşması gerektiğini bilen, efendi, saygılı ve sevgi dolu bir çocuğu daha güzel yetiştirebileceğini bilmelisiniz.
Öğrencilerin toplum düzeni ve disipline ayak uydurması ailelerden geçmektedir. Evde düzenli bir çalışma ortamına sahip olan öğrencilerin, zaten okuldaki başarısı da doğal olarak artacaktır.
Bu başarısının sürekliliği için okul ve öğretmenleri ile işbirliği içinde olmanız öğrencinin gelişimi açısından daha verimli olacaktır. Âmâ bunu yaparken okulda tek eğitim gören, sizin çocuğunuz muş gibi davranmamalısınız. Her öğretmen, her öğrenci için elinden gelenin fazlasını yapmaktadır. Onların işine karışmak, öğrenciniz için özel ilgi alaka istemek, öğretmenin sınıf içinde kurduğu otoriteden rahatsız olup her gün okula görüşmeye gitmek çokta doğru bir davranış olmayacaktır.
Öğretmenler geleceğin mimarı bilgi ve sevgiyle yoğurdukları her öğrenci dünyayı değiştirme potansiyeline sahip olacaktır. Onlara güvenin.
Çocuklarınızı, haklarını savunan ama bunu yaparken de saygılı davranmasını bilen çocuklar olarak yetiştirmelisiniz. Bizlerin aydın, düşünebilen, soran sorgulayan öğrencilere ihtiyacımız var. Bırakın okul sınıf ile ilgili bir sorunu çocuklarımız kendi imkanları ile çözmeye çalışsın her problem siz, velilerimizin okula gidip hesap sorar gibi konuşmasına değmeyecek kadar küçük olabiliyor bazen… Öğretmenlerimizin kıymetini bilin onlara en değerli varlığımız olan çocuklarımızı, emanet ediyoruz. Ve eğitimcilerimiz için her çocuk özel her çocuk kıymetlidir…
Onların işlerini en çok biz kolaylaştıracağız. Güvenerek, yaptığı işe saygı duyarak.
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;
Eğitimin, ilk ve en iyi merkezi evdir. Her şey orada başlar..