Türk halkının; mültecilerin suç oranını, işsizliği ve istikrarsızlığı arttırdığına dair endişeleri ve bu endişelerden kaynaklanarak çıkan eylemler gün geçtikçe artmakta. Suça yatkınlık ile ilişkilendirilen daha genç, erkek ağırlıklı ve ortalama eğitim seviyesinin altında olma göstergelerinin Türkiye'deki Suriyeli demografisine uyması, Suriyelilerin Ağır Ceza Ve Asliye Mahkemeleri’nde her yıl açılan yeni dava sayıları ile çeşitli suçlardan hüküm giymesi Türk halkı için büyük güvenlik problemidir. Ülkedeki mülteci sorunu ‘’ kişisel zarar, hırsızlık, sataşma, taciz, şiddet, huzursuzluk ve gürültü olarak Türk halkına geri dönmektedir…   NEDEN Mİ? Mehmet Bayraktar (2016) 2016 yılında sokakta dört kişilik bir mülteci grubu tarafından (köpeğe attığı tekme için uyardığından) bıçaklanarak öldürüldü. Halk sokağa indi. Mülteci karşıtı eylemler yapıldı.   Ayşegül Aydın (2021) 2021 yılının haziran ayında Ayşegül Aydın daha 17 yaşında lise öğrencisiydi. Evine giderken bir Afgan sığınmacı tarafından cinsel saldırıya uğradı.4,5 ay sonra hayatını kaybetti. Bir hafta boyunca protesto edildi. ’Ayşegül’ün sesini duy ‘’ sloganları atıldı.   Emirhan Yalçın (2021) Emirhan arkadaşları ile parkta otururken Suriyeli bir grup tarafından ölüm tehditleri ve sözlü saldırıya maruz kaldı. Bunu takip eden bıçaklama sonucu öldürüldü. Bu olaydan sonra mülteci krizi patlak verdi. Altındağ olayları gerçekleşti. Bölgede bulunan Suriyelilerin dükkânlarına saldırıldı.   Esenyurt Çocuk Tacizi (2022) 2022 yılının mayıs ayında 10 yaşındaki çocuğa bir mülteci taciz ettiği iddiası üzerine halk sokağa döküldü.   30 Haziran (2024) Kayseri’de 5 yaşındaki küçük bir kız çocuğunu taciz eden mülteci… Halk yine sokağa döküldü. Bazı iş yerlerini ateşe verdiler. Çocuk koruma altına alındı. Ve haberlere konu olmayan bilmediğimiz daha niceleri…   Ülkemizin kapılarını açtığımız, mülteci ve sığınmacılar için minnet ve şükran konuşacağımıza onlar yerine ölüm ve taciz haberlerinden başka bir şey konuşamaz olduk. Her canımız yandığında hesap sormak istedik sokaklara döküldük. Peki ne oldu? Kim duydu sesimizi? Biz kimseyi ötekileştirmeye çalışmıyoruz. Huzur içinde yaşamak istıyoruz. Türkiye topraklarında mültecilerin verdiği tedirginlikle gençlerimiz, kızlarımız, çocuklarımız sokaklara çıkamaz oldu. Son yaşananlar, gelecekle ilgili hepimiz için alarm zili. Yaşananların tekrarlanmaması için Türkiye’nin mülteci politikasını yeniden ele alması elzem. Karar alıcılar hem mültecilerin hem de Türk kamuoyunun ihtiyaçlarını ve endişelerini dikkate alarak, bilimsel çalışmalar temeline dayanacak kapsamlı bir entegrayon politikası üzerinde çalışmalıdır. Hal böyleyken önlem alınmazsa daha çok canımız yanacak… Yaşanan bu hassas dönem aşılmalı hem savaştan kaçan insanları mağdur etmeden, hem de kendi vatandaşlarımızın kabul oranını arttıracak politikalar izlenmelidir.   UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU; HER ŞEYİN ORTASI İYİDİR. FAZLALIKLAR İNSAN ZARAR VERİR.