Burcu Ateş
Köşe Yazarı
Burcu Ateş
 

Adalet arayanlar

Adalet, bir toplumun vazgeçilmez ilkesidir. Toplumda, adalet sağlandığı takdirde insanlar huzur ve mutluluk içinde yaşayabilirler. Adaletin sağlanmadığı toplumlar ise gelişemez ve insanlar arasında her zaman huzursuzluk çıkar. Adalet, hakka ve hukuka uygunluk demektir. Yani, yapılan herhangi bir işin hem etik olarak doğru olması, hem de toplumun veya yasaların belirlediği çerçeveler doğrultusunda olmasıdır. İnsanları bir arada tutmanın temel unsurlarından biridir adalet. Yaşadığımız ülkede adalet kavramının anlamına uygun kullanılmadığını görmekteyiz.   Şuan toplumumuzu ilgilendiren gündemden hiç düşmeyen en önemli konulardan biri ADALETSİZLİK. Zengine farklı, fakire farklı davranılan bu ülkede, işlemediği suçtan ceza yatan ya da azılı bir katil olup sokakta gezen insanlar için adalet nerede diye soruyorsunuzdur? Sınavdan yüksek puan alan ama mülakatta kalan adalet arıyor. Bir işçi, hakkının yendiğini düşünüp adalet arıyor. Enkazın altından çıkmış, tüm ailesini kaybetmiş bir anne adalet arıyor. Bir çocuk, yaşadığı zor koşullar yüzünden çalışmak zorunda kaldığı için adalet arıyor. Hastane koridorlarında, ihmallerden dolayı evladını kaybeden baba adalet arıyor. Bir siyasetçi, haksızlığa uğradığını düşünüp adalet arıyor. Bir gazeteci özgürce düşünüp yazabilmek için adalet arıyor. Adaletin olmadığı bir ülkede, barıştan ya da huzurdan söz etmek mümkün mü? Kendi adaletimizi kendimiz mi sağlamalıyız? Hak arayamıyor hesap soramıyoruz. Güvenmiş olsaydık bu ülkede ki adalete böyle mi olurduk? Adalet kişinin hak ettiği neyse ona onu vermektir. Ödülse ödül ceza ise ceza. Bunlar yapılırken kişiye göre muamele edilmemelidir. Herkese eşitlik ilkesi ölçüsünde davranılmalıdır. Kanun önünde kimsenin kimseden bir üstünlüğü yoktur. Hiç kimseye dini, dili, rengi veya mal varlığı yüzünden ayrıcalık tanınamaz.( Birde kravat takmasından :))   Adalet kavramını sekiz temel üzerinden değerlendiriyorum. Birincisi, önce dağıtıcı özelliği gelir. Adaletin ana esasları her kesime, her kişiye ulaşabilen olmalıdır. İkinci temel, denkleştirici özelliğidir. Aşağıdaki ile yukarıdakinin, azla çoğun farkını gideren adalet gerçek adalettir. Yalansız dolansız. Üçüncü olarak, eşitlik ilkesini koyarım. Herkese eşit davranılmalıdır. Dördüncü temel, insan özgürlüğünü teminat altına almalıdır. Ancak bir kişinin özgürlük sınırları, bir diğerinin özgürlük sınırlarını kısıtlamamalıdır. Beşinci ve olmazsa olmaz şartı dengedir. Denge yoksa ‘’ Adalet var’’ diyemeyiz. Altıncı sırada, adaleti sağlayan yasalar, hukuk düzeni ve uygulamalar gelir. Bunlar insan vicdanına ters düşmemelidir. Aynı zamanda herkese karşı tarafsız olunmalıdır. Kendi menfaati, yandaş hatırı, hısım akraba ricası, dış baskılar olsa bile adalet tarafsızlığını korumalıdır. Yedinci temel hâkimiyettir. Adaletin elinde hükmetme, ceza verme ve suçsuzu haklı çıkarma gücü olmalıdır. Adaleti koruyan hukuk düzeni, güçsüzleri de koruduğunda adaletten söz edebiliriz. Sekizinci sırada, hukuk ve yasaların eksiksiz olarak adalete uygun olması zorunluluğu gelir. İnsanlar tarafından yapılan, yasaların eksiksiz olması çok zordur. Ancak, mükemmele en yakını kabul edilmelidir. Çünkü adaleti yapan, yasaları oluşturan ve uygulayan insandır. İnsan doğası gereği taraftır, yanlıdır, doğuştan egoisttir. Belki de bu nedenle, tüm insanlık tarihi boyunca, hiçbir ülkede, coğrafyada, toplumda ‘’İdeal Adalet’’ kurulamamıştır. En yüksek erdem sayılan adalet, akıl ve vicdandır. Aklı ve vicdanı olmayan toplumların sonu hüsrandır. UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU; Adaletin küçüldüğü ülkelerde, büyük olan artık suçlulardır.
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2024 - Çarşamba
Burcu Ateş

Adalet arayanlar

Adalet, bir toplumun vazgeçilmez ilkesidir. Toplumda, adalet sağlandığı takdirde insanlar huzur ve mutluluk içinde yaşayabilirler.

Adaletin sağlanmadığı toplumlar ise gelişemez ve insanlar arasında her zaman huzursuzluk çıkar. Adalet, hakka ve hukuka uygunluk demektir. Yani, yapılan herhangi bir işin hem etik olarak doğru olması, hem de toplumun veya yasaların belirlediği çerçeveler doğrultusunda olmasıdır. İnsanları bir arada tutmanın temel unsurlarından biridir adalet. Yaşadığımız ülkede adalet kavramının anlamına uygun kullanılmadığını görmekteyiz.

 

Şuan toplumumuzu ilgilendiren gündemden hiç düşmeyen en önemli konulardan biri ADALETSİZLİK.

Zengine farklı, fakire farklı davranılan bu ülkede, işlemediği suçtan ceza yatan ya da azılı bir katil olup sokakta gezen insanlar için adalet nerede diye soruyorsunuzdur?

Sınavdan yüksek puan alan ama mülakatta kalan adalet arıyor.

Bir işçi, hakkının yendiğini düşünüp adalet arıyor.

Enkazın altından çıkmış, tüm ailesini kaybetmiş bir anne adalet arıyor.

Bir çocuk, yaşadığı zor koşullar yüzünden çalışmak zorunda kaldığı için adalet arıyor.

Hastane koridorlarında, ihmallerden dolayı evladını kaybeden baba adalet arıyor.

Bir siyasetçi, haksızlığa uğradığını düşünüp adalet arıyor.

Bir gazeteci özgürce düşünüp yazabilmek için adalet arıyor.

Adaletin olmadığı bir ülkede, barıştan ya da huzurdan söz etmek mümkün mü?

Kendi adaletimizi kendimiz mi sağlamalıyız?

Hak arayamıyor hesap soramıyoruz. Güvenmiş olsaydık bu ülkede ki adalete böyle mi olurduk?

Adalet kişinin hak ettiği neyse ona onu vermektir. Ödülse ödül ceza ise ceza. Bunlar yapılırken kişiye göre muamele edilmemelidir. Herkese eşitlik ilkesi ölçüsünde davranılmalıdır. Kanun önünde kimsenin kimseden bir üstünlüğü yoktur. Hiç kimseye dini, dili, rengi veya mal varlığı yüzünden ayrıcalık tanınamaz.( Birde kravat takmasından :))

 

Adalet kavramını sekiz temel üzerinden değerlendiriyorum. Birincisi, önce dağıtıcı özelliği gelir. Adaletin ana esasları her kesime, her kişiye ulaşabilen olmalıdır. İkinci temel, denkleştirici özelliğidir. Aşağıdaki ile yukarıdakinin, azla çoğun farkını gideren adalet gerçek adalettir. Yalansız dolansız. Üçüncü olarak, eşitlik ilkesini koyarım. Herkese eşit davranılmalıdır. Dördüncü temel, insan özgürlüğünü teminat altına almalıdır. Ancak bir kişinin özgürlük sınırları, bir diğerinin özgürlük sınırlarını kısıtlamamalıdır. Beşinci ve olmazsa olmaz şartı dengedir. Denge yoksa ‘’ Adalet var’’ diyemeyiz. Altıncı sırada, adaleti sağlayan yasalar, hukuk düzeni ve uygulamalar gelir. Bunlar insan vicdanına ters düşmemelidir. Aynı zamanda herkese karşı tarafsız olunmalıdır. Kendi menfaati, yandaş hatırı, hısım akraba ricası, dış baskılar olsa bile adalet tarafsızlığını korumalıdır. Yedinci temel hâkimiyettir. Adaletin elinde hükmetme, ceza verme ve suçsuzu haklı çıkarma gücü olmalıdır. Adaleti koruyan hukuk düzeni, güçsüzleri de koruduğunda adaletten söz edebiliriz. Sekizinci sırada, hukuk ve yasaların eksiksiz olarak adalete uygun olması zorunluluğu gelir. İnsanlar tarafından yapılan, yasaların eksiksiz olması çok zordur. Ancak, mükemmele en yakını kabul edilmelidir. Çünkü adaleti yapan, yasaları oluşturan ve uygulayan insandır. İnsan doğası gereği taraftır, yanlıdır, doğuştan egoisttir. Belki de bu nedenle, tüm insanlık tarihi boyunca, hiçbir ülkede, coğrafyada, toplumda ‘’İdeal Adalet’’ kurulamamıştır.

En yüksek erdem sayılan adalet, akıl ve vicdandır. Aklı ve vicdanı olmayan toplumların sonu hüsrandır.

UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;

Adaletin küçüldüğü ülkelerde, büyük olan artık suçlulardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yücel Hoca
(24.04.2024 13:10 - #212)
Alkışlar Hocam
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.