Otizm, ilk 3 yaş içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu süren özellikle sosyal ilişkiler kurma sürdürmede, zorluklara neden olan gelişimsel bozukluktur. Sözel ve göz teması kurma, jest, mimik kullanımı gibi sözsüz iletişimde zorluk yaşanması ile karakterizedir.
Otizm, beynin yapısını ve işleyişini etkileyen sinir sistemindeki sorunlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu hastalığın çocuk yetiştirme türleriyle ve ailenin sosyo-ekonomik düzeyi ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Otizm belirtisi olarak değerlendirilebilecek belirtilerinden bazıları;
Çok az göz teması kurarlar ya da hiç kurmazlar.
Nesnelere, özellikle dönen nesnelere karşı aşırı ilgi duyarlar.
Kendileri ile doğrudan konuşulduğunda oralı olmazlar.
Konuşma ve dil becerileri gelişiminde gecikme görünür.
İhtiyacını karşılayacak kişinin kolunu çekiştirerek derdini anlatır.
Çocuklarınız da ilk 3 yaşta bu belirtileri fark ediyorsanız mutlaka takibini yapınız.
Aileler otizmli çocuklara nasıl yaklaşmalı?
Tanı konulduğunda, ebeveynlerin ruh halini hepiniz tahmin edersiniz. Artık özel bir çocukları vardır. Nasıl baş edeceklerini düşünürken, bir taraftan etrafın acıyan bakışları ile mücadele etmek zorunda kalacaklarını da biliyorlar.
Çocuğunuzun, herkes gibi düşünmediğini anlamalısınız. Bu durumu kabul etmeli, uzun soluklu bir döneme girdiğinizi ve beklentiyi en aza indirmeyi başarabilmelisiniz.
Çocuğunuzun sizi mutlu etmesine fırsat veriniz.
Parkta, bir başka çocuğun onunla oynamaması onu üzmez kendi dünyasında çok mutlu olan özel bir çocuk.
Dünya başınıza yıkılmış gibi hissedebilirsiniz. Âmâ bir önce çocuğunuzun eğitimi ve gelişimini takip etmeniz gerekecektir. Otizmli çocuğu olan ailelerin, bulunduğu destek grupları ile irtibat halinde olmak her zaman fayda sağlayacaktır. Çocuğunuza aldıracağınız eğitimler ücret olarak sizi yorsa da hafta da en az iki ya da üç gün özel eğitim almalıdırlar.
Bu durumda, eğitimlere evde de devam etmelisiniz. Uzun süre kendi haline bırakmadan bolca göz teması kurarak, ismi ile hitap edip oyunlar oynamalısınız. Onları alkışlayın… Onlara gülümseyin… Ve en önemlisi sabırlı olun…
Çocuğunuzla hayata karışmalı kalabalık içinde olmalısınız. Diğer çocuklardan hiçbir farkı olmayan özel çocuklar sadece. Kendini baskı altında hissettiklerinde öfke nöbeti saldırganlık olabilir. Buna sebep olan ne varsa ortadan kaldırmalı sakin olmalısınız. Bu durumu sokakta ya da parkta yaşıyorsanız bunu başkalarına zarar vermek için yapmadığını, kendini ifade etme biçimi olduğunu bilmelisiniz.
Etraftaki bakışlar sizi rahatsız etmesin. Çevremiz damgalamayı, alaycı acıyan gözlerle bakmayı sever. Otizmli çocukların ve ailelilerin çoğunlukla dışlanmaya maruz kaldığını söyleyebiliriz. Bu durumla mücadele etmek oldukça güç olacaktır.
Otizm eksiklik değil farklılıktır. Bir hastalık değildir. Otizm tanılı çocuklarımızın, tedaviye değil onlara uygun eğitime ve toplum tarafından kabul görmeye ihtiyaçları vardır.
Hiç baktınız mı?
Onların gözünden dünyaya?
Sevmeyi denediniz mi?
Onlar gibi saf ve çıkarsız…
Bu Nisan Hayatınıza Bir Fark Katın “Otizmi Fark edin”
Unutma sevgili okuyucu;
Otizm Einstein, Mozart, Newton ya da Temple Grandin’in yıldız olmasını durduramadı.
Bizim çocuklarımızı da DURDURAMAYACAK…