Berna Deveci
Köşe Yazarı
Berna Deveci
 

Büyüklere masallar

Bir yokmuş bir varmış. Kalbur tozlar içinde evvel zaman içinde. Pireler müteahhit iken, adalet süpürge iken, demokrasinin beşiğini biz tıngır mıngır sallar iken. Çoook çok uzak diyarların birinde büyük bir kral yaşarmış. Ülkesi bolluk bereket, halkı refah içindeymiş. Kral halkını çok sever, güvenirmiş. Sık sık halkın arasına karışır onların sorunlarını, dertlerini dinler imiş. Halkın bir eli yağda bir eli balda imiş. Para desen gırla imiş. Kralın ülkesinde her meslek layıkıyla yapılır imiş. En iyi öğretmenler orada yetişir imiş. Başka ülkelerin öğretmenleri orada çalışmak için sıraya girer imiş. Öğretmenler refah ve bolluk içinde hiçbir ek işe ihtiyaç duymadan sadece ve sadece gelecek nesilleri yetiştirmek için var güçleri ile çalışır imiş. Üniversitelerinden mezun olur olmaz hemencecik bir okulda göreve başlar imiş. Çocuklar her türlü imkana sahip imiş.  Sabah öğle akşam en sağlıklı yemekleri yer; en ileri teknolojili en hijyenik okullarda eğitim görürler imiş. Tarihlerini çok iyi bilirler imiş. Ülkenin kurucusu kralı çok takdir ederler imiş. Ölüm yıldönümünde onu saygı ve minnetle anar kurganı (Kurgan: antik mezar kalıntısı demektir) önünde hiçbir taşkınlık yapmaz yeni kral adına övgüler düzmezler imiş. En iyi doktorlar o ülkede yaşar imiş. Hastaneler ücretsiz ve çok hızlı hizmet verir imiş. Bir hasta bir doktora gitti ise onun sözüne güvenir başka bir doktora daha danışayım demez imiş. Yeni doğan üniteleri çok güvenilir imiş. Halk sağlığına çok önem verilir imiş. Yanlış teşhis, hatalı müdahalelere geçit verilmez imiş. Böyle bir şey olursa o doktorlar liyakatli hakim ve savcılar tarafından çok çabuk cezalandırılır, halka iyi örnek olurlar imiş. Ülkenin adalet sistemi en ileri adalet sistemi imiş. Herkes kanun önünde eşit ve adil imiş. Yargılanmalar halkın vicdanını rahatlatır imiş. Zaten eğitim sistemi çok iyi düzenlendiği, çocuklara, gençlere, kadınlara kısacası halka çok adil davranıldığı için kimse kanunlara aykırı hareket etmeyi aklından geçirmez imiş. Yargıçlar, hakimler, savcılar vatan sevgisi ile dolu kralına bağlı adaletten yana imiş. En iyi bilim insanları o ülkede yetişir imiş. Özgürce her konuda araştırma yapabilirler imiş. Hatta başka ülkelerdeki konusunda uzman iyi bilim insanları o kralın ülkesine gelmek için türlü yollar denerler imiş. Ülkenin din alimleri konusunda çığır açmış insanlar imiş. Yeri göğü yaratan bir Tanrıya inanan halka doğruyu güzeli iyiyi nasihat eder, çocukları, kadınları korumanın Tanrının en önemli buyruğu olduğunu söylerler imiş. Ticaretin ahlaklı yapılması gerektiğini savunurlar imiş. Eğitime hiçbir şekilde karışmaz sadece halkın uhrevi hizmetlerine kendilerini adarlar imiş. Ülkenin yer altı yer üstü zenginlikleri saymakla bitmez imiş. Madenlerinde işçiler çok mesut çalışırlar imiş. Bütün işçilere hakları tam ve eksiksiz ödenir imiş. İş saatleri ve çalışma koşulları insan sağlığına örnek olacak şekilde imiş. Ülkede yaşayan sokak canlılarını herkes çok sever imiş. Onların kılına zarar gelmesin isterler imiş. Kediye köpeğe tanrının sessiz kulları diye merhamet edilir imiş. Çocuklar ve kadınlar ülkede mutlu yaşarlar imiş. Aileleri onları el üstünde tutar imiş. Eşleri ile çok iyi anlaşır, eşler kadınlara büyük saygı gösterir imiş. Yaşlılar, emekliler en iyi yaşayanlar imiş. Çünkü yıllarca hizmet ettikleri ülkeleri onlara çok tatmin edici maaşlar bağlar imiş. O maaşlar ile yaşlılar o ülke senin, bu ülke benim gezer durur, ömürlerinin son deminde hiç maddi ve manevi sıkıntılar çekmezler imiş. Ülkede tek bir yasak varmış. Kralın çantası. O çantanın içinde ne olduğu asla bilinemezmiş. Söylentilere göre kral çantasını yanından ayırmaz. Çantasındaki gizemli şeylere göre ülkesini yönetirmiş. Bir gün bir meraklı çocuk masal bu ya merakına yenik düşmüş kral uyurken çantasını açmış. O kadar derin bir uykudaymış ki kral çocuğun çantasını açtığını fark edememiş. Çok uzun zamandır ülkeyi yönetiyormuş. Artık çok yorgunmuş ama yine de yöneteceğim diye çantayı başka birine teslim etmiyormuş. Neyse gelelim çantaya… Çocuk çantayı açar açmaz çantanın içinden bir ışık huzmesi etrafı sarmış. Birden her şey yok olmuş. Bütün renkler solmuş, emekliler ellerinde paranın pul olduğunu, sağlıklı bireyler bir gözlerinin kör olduğunu, o kadar da sağlıklı olmadıklarını, adaletin yerde kırılmış bir terazi olduğunu, okulların, hastanelerin pis ve köhne olduğunu, köpeklerin öldüğünü, kadınların dövüldüğünü en önemlisi kralın çıplak olduğunu görmüş. O gün bu gündür dünya ve insanlık o gizemli çantayı arıyor. Kapatmak ve her şeyin yeniden refah ve huzurlu olması için. Ama o gizemli çanta ne Göbekli Tepe’de ne Sümer tabletlerinde bulunamadı. Hala arıyorlar.. Aaa siz benim Annunaki’leri anlattığımı anlamadınız mı yoksa! Bu anlattığım mitolojik bir masal değil de başka ne olabilirdi ki?
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2024 - Cuma
Berna Deveci

Büyüklere masallar

Bir yokmuş bir varmış. Kalbur tozlar içinde evvel zaman içinde. Pireler müteahhit iken, adalet süpürge iken, demokrasinin beşiğini biz tıngır mıngır sallar iken.

Çoook çok uzak diyarların birinde büyük bir kral yaşarmış. Ülkesi bolluk bereket, halkı refah içindeymiş. Kral halkını çok sever, güvenirmiş. Sık sık halkın arasına karışır onların sorunlarını, dertlerini dinler imiş. Halkın bir eli yağda bir eli balda imiş. Para desen gırla imiş.

Kralın ülkesinde her meslek layıkıyla yapılır imiş.

En iyi öğretmenler orada yetişir imiş. Başka ülkelerin öğretmenleri orada çalışmak için sıraya girer imiş. Öğretmenler refah ve bolluk içinde hiçbir ek işe ihtiyaç duymadan sadece ve sadece gelecek nesilleri yetiştirmek için var güçleri ile çalışır imiş. Üniversitelerinden mezun olur olmaz hemencecik bir okulda göreve başlar imiş. Çocuklar her türlü imkana sahip imiş.  Sabah öğle akşam en sağlıklı yemekleri yer; en ileri teknolojili en hijyenik okullarda eğitim görürler imiş. Tarihlerini çok iyi bilirler imiş. Ülkenin kurucusu kralı çok takdir ederler imiş. Ölüm yıldönümünde onu saygı ve minnetle anar kurganı (Kurgan: antik mezar kalıntısı demektir) önünde hiçbir taşkınlık yapmaz yeni kral adına övgüler düzmezler imiş.

En iyi doktorlar o ülkede yaşar imiş. Hastaneler ücretsiz ve çok hızlı hizmet verir imiş. Bir hasta bir doktora gitti ise onun sözüne güvenir başka bir doktora daha danışayım demez imiş. Yeni doğan üniteleri çok güvenilir imiş. Halk sağlığına çok önem verilir imiş. Yanlış teşhis, hatalı müdahalelere geçit verilmez imiş. Böyle bir şey olursa o doktorlar liyakatli hakim ve savcılar tarafından çok çabuk cezalandırılır, halka iyi örnek olurlar imiş.

Ülkenin adalet sistemi en ileri adalet sistemi imiş. Herkes kanun önünde eşit ve adil imiş. Yargılanmalar halkın vicdanını rahatlatır imiş. Zaten eğitim sistemi çok iyi düzenlendiği, çocuklara, gençlere, kadınlara kısacası halka çok adil davranıldığı için kimse kanunlara aykırı hareket etmeyi aklından geçirmez imiş. Yargıçlar, hakimler, savcılar vatan sevgisi ile dolu kralına bağlı adaletten yana imiş.

En iyi bilim insanları o ülkede yetişir imiş. Özgürce her konuda araştırma yapabilirler imiş. Hatta başka ülkelerdeki konusunda uzman iyi bilim insanları o kralın ülkesine gelmek için türlü yollar denerler imiş.

Ülkenin din alimleri konusunda çığır açmış insanlar imiş. Yeri göğü yaratan bir Tanrıya inanan halka doğruyu güzeli iyiyi nasihat eder, çocukları, kadınları korumanın Tanrının en önemli buyruğu olduğunu söylerler imiş. Ticaretin ahlaklı yapılması gerektiğini savunurlar imiş. Eğitime hiçbir şekilde karışmaz sadece halkın uhrevi hizmetlerine kendilerini adarlar imiş.

Ülkenin yer altı yer üstü zenginlikleri saymakla bitmez imiş. Madenlerinde işçiler çok mesut çalışırlar imiş. Bütün işçilere hakları tam ve eksiksiz ödenir imiş. İş saatleri ve çalışma koşulları insan sağlığına örnek olacak şekilde imiş.

Ülkede yaşayan sokak canlılarını herkes çok sever imiş. Onların kılına zarar gelmesin isterler imiş. Kediye köpeğe tanrının sessiz kulları diye merhamet edilir imiş.

Çocuklar ve kadınlar ülkede mutlu yaşarlar imiş. Aileleri onları el üstünde tutar imiş. Eşleri ile çok iyi anlaşır, eşler kadınlara büyük saygı gösterir imiş.

Yaşlılar, emekliler en iyi yaşayanlar imiş. Çünkü yıllarca hizmet ettikleri ülkeleri onlara çok tatmin edici maaşlar bağlar imiş. O maaşlar ile yaşlılar o ülke senin, bu ülke benim gezer durur, ömürlerinin son deminde hiç maddi ve manevi sıkıntılar çekmezler imiş.

Ülkede tek bir yasak varmış. Kralın çantası. O çantanın içinde ne olduğu asla bilinemezmiş. Söylentilere göre kral çantasını yanından ayırmaz. Çantasındaki gizemli şeylere göre ülkesini yönetirmiş.

Bir gün bir meraklı çocuk masal bu ya merakına yenik düşmüş kral uyurken çantasını açmış. O kadar derin bir uykudaymış ki kral çocuğun çantasını açtığını fark edememiş. Çok uzun zamandır ülkeyi yönetiyormuş. Artık çok yorgunmuş ama yine de yöneteceğim diye çantayı başka birine teslim etmiyormuş. Neyse gelelim çantaya… Çocuk çantayı açar açmaz çantanın içinden bir ışık huzmesi etrafı sarmış.

Birden her şey yok olmuş. Bütün renkler solmuş, emekliler ellerinde paranın pul olduğunu, sağlıklı bireyler bir gözlerinin kör olduğunu, o kadar da sağlıklı olmadıklarını, adaletin yerde kırılmış bir terazi olduğunu, okulların, hastanelerin pis ve köhne olduğunu, köpeklerin öldüğünü, kadınların dövüldüğünü en önemlisi kralın çıplak olduğunu görmüş.

O gün bu gündür dünya ve insanlık o gizemli çantayı arıyor. Kapatmak ve her şeyin yeniden refah ve huzurlu olması için. Ama o gizemli çanta ne Göbekli Tepe’de ne Sümer tabletlerinde bulunamadı. Hala arıyorlar..

Aaa siz benim Annunaki’leri anlattığımı anlamadınız mı yoksa! Bu anlattığım mitolojik bir masal değil de başka ne olabilirdi ki?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Emis erdogan
(22.11.2024 11:47 - #373)
O kadar Güzel Anlatmışsınızki anlayan Anlamıştır Kalemine sağlık BERNA HNM
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
A. D.
(22.11.2024 14:20 - #374)
Çok güzel olmuş. Yaratıcı ve düşündürücü
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.