Hayat pahalılığı artarak devam ediyor. Fiyatlar Türkiye genelinde bir artarsa, Antalya’da bu artış âdete iki hissediliyor. Yeryüzü cenneti olarak lanse edilen, güzelim Antalya bugünlerde hayat pahalılığı nedeniyle yaşayanlar açısından cehenneme dönmeye başladı. Antalya’da sahil kesimine yakın özellikle Konyaaltı, Muratpaşa, Lara ilçeleri sınırlarında yaşayan bu pahalılığı daha çok hisseder oldu.20 yıl önce emekli cenneti olan, Konyaaltı şimdilerde pahalılıktan dolayı cehenneme döndü.
Kiralar almış başını gidiyor. Duru yok. Bir Türk vatandaşının, eğer geliri iyi değilse Konyaaltı ve Muratpaşa ilçelerinden ev tutma şansı kalmadı. Yabancılar akın akın Antalya’ya yerleşmek için geldiler. Gelişleri ile birlikte fiyatlar uçtu. Türkiye’deki enflasyon nedeniyle zaten her şeyin fiyatı katlanarak artmıştı birde yabancıların ilgisi bu fiyatları ikiye katladı.
Antalya’da yaşayan Türk vatandaşları, hayat pahalılığı nedeniyle evlerinden çıkamaz oldu. Dışarda yemek bir çok kişiye artık hayal. Hele bi cafeye oturmak ise mümkün değil bir kahvenin fiyatı 100 ile 250 tl arasında değişiyor. Bu fiyatlara artık birde servis ücreti ekleniyor. İnsanlar giderek sosyalleşmekten uzaklaşıyor.
Gelelim Antalya’daki yerleşik yabancılara.
Antalya’ya ellerinde bol dövizle yerleşmeye gelen yabancılar da bugünlerde Antalya’daki hayat pahalılığından şikâyet etmeye başladı. Hatta paniklemeye başladılar. Çünkü ellerindeki para onlara yetmemeye başladı. Bazı yerleşik yabancılar, mülklerini satmak için çabalıyor. Özellikle Antalya’daki yerleşik Ruslar paniklemeye başladı. Üstelik bu konu, Rus medyasının da gündeminde. Onlarda bizler gibi pahalılık nedeniyle restoran ve cafelere giremediklerinden dert yakınmış. Galiba artık sorunlarımız ortak gibi görünüyor.
Turizm sektöründe de sorunlar giderek artıyor.
Personel bulamamaktan şikayet ediliyor. Peki sektör temsilcileri turizm personelinin aldığı maaşla, Antalya’da nasıl geçinmesini bekliyor. Antalya’da turizm sektöründe çalışan personelin yüzde 60’ı asgari ücretle çalışıyor. Şartlar onlar adına epey zorlayıcı. Herkes Antalya’dan kaçmanın yollarını arıyor.
Turizm hizmet sektörüdür. Hizmeti personel yapar. Âmâ bu hizmeti yapacak personel, alınan ücret ve hayat pahalılığı nedeniyle artık Antalya’ya gelmek çalışmak istemiyor.
Turizm sektörü lojman yapımına hız vermeli. Çalışacak personelin hayat standartlarını olabildiğince yükseltmeli…
Tüm Türkiye’ye hatta yurt dışına bile Antalya’dan giden sebze ve meyveyi de en pahalı yiyen biz Antalyalılarız. Alım gücümüz düştükçe düşüyor. Yaşamın ne kadar zorlayıcı olduğu giderek daha çok hissedilmeye başlanıyor.
Yani Antalya’da yaşam her geçen gün zorlaşıyor. Herkesin yerleşmek için can attığı Antalya’da tersine göç başladı. Bir avuç insan dışında kimse halinden memnun değil insanlar mutsuz ve hayat çok pahalı…
UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;
Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti demeyelim :)