Seda Kul
Köşe Yazarı
Seda Kul
 

Çalışana zam yok diyorlar

Çalışanın çektiği sıkıntıları görmeyen bir yönetim var ülkemizde. Maalesef ki bu sene bu ekonomide birde çalışana zam yok diyorlar sanırsın ki verdiklerinde zammı bir aileyi geçindirecek şekilde veriyorlar. Yönetimdeki başkanlar devletin onlara layık gördüğü evlerde bedavadan otururken çalışanın alın terini kiraya mi vereceğini, gıdaya mı vereceğini unutup bir de üstüne zam yok diyorlar. Ülkenin ekonomisi sanırsın çalışanların maaşları ile bozuluyor veya kendi ceplerinden veriyorlar. Çalışana zammın olmadığı şu günlerde alın terine saygının bittiğini de ne yazık ki acı bir şekilde görüyoruz. Birde dalga geçer gibi asgari ücretliyi, emekliyi enflasyona ezdirmiyoruz diyorlar. Asgari ücretlinin emeklinin artık enflasyon altında ezilecek bile halı kalmadı fakat bunu da görmüyorlar. Ve bunlara rağmen hala yönetim diyor ki işçiler dişlerini sıksınlar hep birlikte iki ay zorluk çekeceğiz.   Tamam, işçiler dişlerini sıkarken sizlerde işçilerle,  ailesine bakmak zorunda olan dar gelirli çalışanlarla aynı şartlarda olun hep birlikte tasarruf edelim. İşçinin kendini sıkacağı daha neyi kaldı ki evine ekmek götürmeyecek hale getirdiniz hala da işçiye vereceğiniz gözünü boyayacağınız iki kuruş zammı veremeyeceğinizi söyleyip işçiden destek bekliyorsunuz. Gene işçiden medet umuyorsunuz çünkü zenginden kesmek sizlere zor geliyor fakat garibanın rızkını almak sizler için en kolayı. Çünkü gariban hiçbir zaman hakkını sorgulamıyor ya da sorgulamasına müsaade edilmiyor. İşçiye zam vermezken işçiden tasarruf beklerken sizler neden o zaman gıda fiyatlarının artmasına, yüksek kiralara, ilaçların zamlanmasına müsaade ediyorsunuz. İşçi artık temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Asgari ücretle çalışan birçok aile, birçok insan var. Fakat iktidar tarafına sorulduğunda herkes asgari ücret üstü çalışan kimse asgari ücret almıyor. Gerçekleri ne zaman göreceksiniz bilmiyorum ama işçinin ve ailelerinin artık bu hayata tahammülü kalmadı. Hiç bir çocuk, hiç bir aile, hiçbir işçi mutlu değil. Sonrasında bakıldığında Türkler iş beğenmiyor, millet çalışmıyor diyorsunuz işveren kendi çalıştırdığı işçinin sırtından kendi kazanırken işçiye vereceği iki kuruş zammın olmasını istemiyor. Fabrika işçileri artık ne yapacağını bile bilmiyor. Türkiye’de devlet tarafından bakılan çok sevgili savaştan ülkelerini korumaktan kaçıp gelen burada devletin her imkânından faydalanan mülteciler asgari ücret alınca seviniyorlar ve bu durumda biz Türk vatandaşlarının iş beğenmiyorlar para beğenmiyorlar konumuna düşmesine vesile oluyorlar. Türkiye de asgari ücretle hiç bir aile geçim sağlayamıyor. Babalar evlerini geçindirebilmek için gece gündüz demeden farklı farklı işlerde çalışıyorlar ve çoğu bu yoğun tempoda sağlığından oluyor. Asgari ücret bir ülkede çalışan işçinin geçinebileceği açlık sınırının üstünde olması gereken bir tutarken bizim ülkemizde maalesef ki açlık sınırının çok çok altında kalıyor. Asgari ücretli çalışan veya emekli maaşıyla geçinen aile resmen fakirliğe yoksulluğa sürükleniyor. Kendi devletimiz tarafından kaderine mahkûm ediliyor. Önümüzdeki günlerde bayram geliyor ve biliyorduk ki önceden herkes kurbanını keser durumu olmayan ailelere dağıtırdı şimdi yaşadığımız ekonomi ile millet sadece kestiği kurbanla bile buzluğunu dolduruyor gariban ne bayramda ne de normal günde etin e sini bile göremiyor. Bırakın eti,  sebzeye bile hasret yaşıyorlar. İşçinin artık alım gücü hiçbir şekilde kalmadı diye vurguluyoruz fakat bizim isçilerimiz kendi haklarını savunamıyorlar. Çünkü bizim ülkemizde her zaman dediğim gibi hak arayan ya işinden çıkartılıyor ya da adliye koridorlarında gidip gidip geliyor. İşçiyi işveren ezmiyor işçiyi devlet, yönetim eziyor. Kendi işçisinin alın terine sahip çıkamayan bir yönetimi ülkemizde kabul edemiyoruz. Ha birde ne diyorlar işçiyi ezdirmedik ezdirmeyeceğiz asgari ücrete %100 zam verdik işçimizin emeklimizin yanında durduk keşke işçinin bu şekilde yanında durmasaydınız da ülkenin bu hale gelmesini engelleseydiniz. Önceden en azından kuru ekmeği almak için kimseye muhtaç olunmuyordu. Şimdi tabiri caizse eşek gibi de çalışsan bir lokma ekmeği almak için birilerine muhtaçsın.  Bizler artık kendi ülkemizde rahatça huzurluca yaşamak istiyoruz. Tasarruf yapılacak ise eğer saraylarda villalarda oturanlar bu tasarrufu yapsınlar işçinin alın terine göz dikmesinler istiyoruz. . İşçi olmadan bu ülkenin kalkınmayacağını ve bu ülkede kendi vatandaşına sahip çıkılması gerektiğini her daim topluluk olarak hatırlatıyoruz. Ve şunu da ekliyoruz ki.  Çalışanlara gereken değer verilmez ise Ya açlıktan öleceğiz, ya da sokakta yaşayacağız. Ya da birlik olup bu düzeni bozacağız. İşçinin alın terine göz diken bu yönetimi toplum olarak kınıyoruz.
Ekleme Tarihi: 06 Haziran 2024 - Perşembe
Seda Kul

Çalışana zam yok diyorlar

Çalışanın çektiği sıkıntıları görmeyen bir yönetim var ülkemizde. Maalesef ki bu sene bu ekonomide birde çalışana zam yok diyorlar sanırsın ki verdiklerinde zammı bir aileyi geçindirecek şekilde veriyorlar.

Yönetimdeki başkanlar devletin onlara layık gördüğü evlerde bedavadan otururken çalışanın alın terini kiraya mi vereceğini, gıdaya mı vereceğini unutup bir de üstüne zam yok diyorlar. Ülkenin ekonomisi sanırsın çalışanların maaşları ile bozuluyor veya kendi ceplerinden veriyorlar. Çalışana zammın olmadığı şu günlerde alın terine saygının bittiğini de ne yazık ki acı bir şekilde görüyoruz. Birde dalga geçer gibi asgari ücretliyi, emekliyi enflasyona ezdirmiyoruz diyorlar.

Asgari ücretlinin emeklinin artık enflasyon altında ezilecek bile halı kalmadı fakat bunu da görmüyorlar. Ve bunlara rağmen hala yönetim diyor ki işçiler dişlerini sıksınlar hep birlikte iki ay zorluk çekeceğiz.

  Tamam, işçiler dişlerini sıkarken sizlerde işçilerle,  ailesine bakmak zorunda olan dar gelirli çalışanlarla aynı şartlarda olun hep birlikte tasarruf edelim. İşçinin kendini sıkacağı daha neyi kaldı ki evine ekmek götürmeyecek hale getirdiniz hala da işçiye vereceğiniz gözünü boyayacağınız iki kuruş zammı veremeyeceğinizi söyleyip işçiden destek bekliyorsunuz. Gene işçiden medet umuyorsunuz çünkü zenginden kesmek sizlere zor geliyor fakat garibanın rızkını almak sizler için en kolayı. Çünkü gariban hiçbir zaman hakkını sorgulamıyor ya da sorgulamasına müsaade edilmiyor.

İşçiye zam vermezken işçiden tasarruf beklerken sizler neden o zaman gıda fiyatlarının artmasına, yüksek kiralara, ilaçların zamlanmasına müsaade ediyorsunuz. İşçi artık temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Asgari ücretle çalışan birçok aile, birçok insan var. Fakat iktidar tarafına sorulduğunda herkes asgari ücret üstü çalışan kimse asgari ücret almıyor.

Gerçekleri ne zaman göreceksiniz bilmiyorum ama işçinin ve ailelerinin artık bu hayata tahammülü kalmadı. Hiç bir çocuk, hiç bir aile, hiçbir işçi mutlu değil.

Sonrasında bakıldığında Türkler iş beğenmiyor, millet çalışmıyor diyorsunuz işveren kendi çalıştırdığı işçinin sırtından kendi kazanırken işçiye vereceği iki kuruş zammın olmasını istemiyor. Fabrika işçileri artık ne yapacağını bile bilmiyor. Türkiye’de devlet tarafından bakılan çok sevgili savaştan ülkelerini korumaktan kaçıp gelen burada devletin her imkânından faydalanan mülteciler asgari ücret alınca seviniyorlar ve bu durumda biz Türk vatandaşlarının iş beğenmiyorlar para beğenmiyorlar konumuna düşmesine vesile oluyorlar. Türkiye de asgari ücretle hiç bir aile geçim sağlayamıyor. Babalar evlerini geçindirebilmek için gece gündüz demeden farklı farklı işlerde çalışıyorlar ve çoğu bu yoğun tempoda sağlığından oluyor.

Asgari ücret bir ülkede çalışan işçinin geçinebileceği açlık sınırının üstünde olması gereken bir tutarken bizim ülkemizde maalesef ki açlık sınırının çok çok altında kalıyor. Asgari ücretli çalışan veya emekli maaşıyla geçinen aile resmen fakirliğe yoksulluğa sürükleniyor. Kendi devletimiz tarafından kaderine mahkûm ediliyor.

Önümüzdeki günlerde bayram geliyor ve biliyorduk ki önceden herkes kurbanını keser durumu olmayan ailelere dağıtırdı şimdi yaşadığımız ekonomi ile millet sadece kestiği kurbanla bile buzluğunu dolduruyor gariban ne bayramda ne de normal günde etin e sini bile göremiyor. Bırakın eti,  sebzeye bile hasret yaşıyorlar. İşçinin artık alım gücü hiçbir şekilde kalmadı diye vurguluyoruz fakat bizim isçilerimiz kendi haklarını savunamıyorlar. Çünkü bizim ülkemizde her zaman dediğim gibi hak arayan ya işinden çıkartılıyor ya da adliye koridorlarında gidip gidip geliyor. İşçiyi işveren ezmiyor işçiyi devlet, yönetim eziyor. Kendi işçisinin alın terine sahip çıkamayan bir yönetimi ülkemizde kabul edemiyoruz. Ha birde ne diyorlar işçiyi ezdirmedik ezdirmeyeceğiz asgari ücrete %100 zam verdik işçimizin emeklimizin yanında durduk keşke işçinin bu şekilde yanında durmasaydınız da ülkenin bu hale gelmesini engelleseydiniz. Önceden en azından kuru ekmeği almak için kimseye muhtaç olunmuyordu. Şimdi tabiri caizse eşek gibi de çalışsan bir lokma ekmeği almak için birilerine muhtaçsın.

 Bizler artık kendi ülkemizde rahatça huzurluca yaşamak istiyoruz. Tasarruf yapılacak ise eğer saraylarda villalarda oturanlar bu tasarrufu yapsınlar işçinin alın terine göz dikmesinler istiyoruz. .

İşçi olmadan bu ülkenin kalkınmayacağını ve bu ülkede kendi vatandaşına sahip çıkılması gerektiğini her daim topluluk olarak hatırlatıyoruz.

Ve şunu da ekliyoruz ki.

 Çalışanlara gereken değer verilmez ise

Ya açlıktan öleceğiz, ya da sokakta yaşayacağız.

Ya da birlik olup bu düzeni bozacağız. İşçinin alın terine göz diken bu yönetimi toplum olarak kınıyoruz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.