Bunları duyduğunuzda ne geliyor aklınıza? Yalnızlık diyince huzurlu anlar mı yoksa hüzünlü anlar mı canlanıyor zihniniz de? Gelin birlikte bakalım bu kavramlara ve içimizde neler oluyor dökelim yazıya.
“Yalnızlık kişinin arzuladığı ve gerçekte deneyimlediği ilişkiler arasındaki boşluktan kaynaklanır. Yani yalnızlık kişilerin iletişimde olduğu sosyal ilişkilerinden yetirince doyum alamaması demek.”
Sosyal canlılarız ve ilişki bu dünyada sağlıklı olarak varlığımızı sağlamamızda en önemi meselelerden biri. Aile, arkadaşlar, partner vs hepsi bu sisteme dahil. Bu sistemin içerisinde yer yer yalnızlığı seçmek keyifli ve sağlıklı aslına bakarsanız, hatta oldukça ihtiyaç. Fakat tam tersi bir durum varsa yani bu sosyal sistem içerisinde yalnız kalmış, kopuk ve boşlukta hissediyorsak işte orada sorun var demektir. Muhtemelen yalnız, depresyonda ya da kendi hayatından vazgeçmeyi düşünecek kadar ileri giden birçok insan var. Bu tek başınalık hissiyle baş edemediğimiz zamanlarda destek almalıyız ya en yakınlarımızdan ya da profesyonel bir terapi hizmetiyle. Süresi uzarsa bedensel sorunlara ve ruhsal bunalımlara yol açacaktır bu süreç, o yüzden kendine bakmayı ihmal etmemeli.
Hayat rutinde devam ederken bazen sıkıntılı şeyler yaşarız kimi zaman ailemizin, eşimizin, sevdiklerimizin desteğini ararız, her sorunu çözmesi için değil, sorun varken de elimizi tutup yanımızda olduklarını bilmek bizi rahatlatır.
Çünkü kurduğumuz bağa, sevgiye ve birlikteliğin getirdiği o sıcaklığa sığınmak isteriz, bu çok insanca bir ihtiyaç. Fakat bu alanlarda o eli hissedemediğimizde büyük bir hayal kırıklığı içerisinde o yalnızlık hissi bizi yakar kavurur.
O çok sevdiğimiz tek başına etkinlikler ya da kafa dinleme için insanlara kapımızı kapattığımız, haz aldığımız yalnızlıktan bambaşkadır bu his…
Sağlıklı olan en yakınlarımızla dengeli sosyal bağlar oluşturarak içinde dengeli bir yalnızlık alanı oluşturabilmek.
Yakın ilişkilerdeyse duygusal olarak alma verme dengesinde olmayan bir ilişki bizi yoruyor. Ne zaman ki kantarın ucu kaçıyor, başlıyoruz arıza vermeye, ilişkide çok alan kadar çok veren de rahatsız hissediyor.
İşte bu yüzden denge kurabilmek insanların ilişkilerini besleyip büyütüyor adeta çiçeklendiriyor.
İlişkide kendimizi yalnız hissettiğimizde ve o yakınlığı kuramadığımızda ilişki içinde kıvranmalar başlıyor bence, üstelik ilişkimizin türü ne olursa olsun. Bahsettiğim şey yakınlık kuramamak, o bağı hissedememek, destek ihtiyacım olsa söyleyemiyorum ki o kayıtsızlıkta.
Yalnızlığı çok severim oysa ama yalnız hissettirilmekten hiç hoşlanmıyorum…
İnsan tercih ettiği yalnızlıklarla gayet keyiflidir fakat en güvenebileceği ilişkilerde yer yer yalnız bırakılıyor, tek başına mücadele ediyor ve yanında kimseyi göremiyorsa oldukça üzücü ve yorucu süreçlerin içerisinde kendini bulabiliyor.
Dilerim kendimizi yalnız hissetmediğimiz keyifli ilişkilerin içinde yeşillenir ve herkesin keyifle yalnızlığını paylaştığı birlikteliklerde var oluruz ömrümüzce.
Keyifli günler dilerim sevgili okur…