Tahtacılardan Gökçek’e cevap

 

Okur Medya - Antalya'nın Elmalı ilçesi Akçaeniş’in Türkmen Alevi Tahtacı Köyü’nde bir cenaze töreni gerçekleştirildi. Söz ve saz üstadı Güven Coşkuner'in cenaze töreninde sazlar eşliğinde uğurlanmasına eski Ankara Büyükşehir Başkanı Melih Gökçek’ten ilginç yorumlar geldi. Sosyal medya hesabı Twitter (X) hesabı üzerinden cenaze törenine ilişkin bir videoyu paylaşarak yorumda bulunan Gökçek, "Haydaaa... Bunu da gördük. Yakında orkestra ile gömülenleri görürseniz şaşmayın. Antalya'da ölmüş adama bile saz çaldılar" ifadelerini kullandı.

Antalya Tahtacıları Kültür Eğitim Dayanışma Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Akar, neden öyle bir cenaze töreni düzenlendiğini en ince ayrıntısına kadar anlattı. İşte o açıklama:

TAHTACI TÜRKMENLERDE CENAZE ERKANI

Tahtacı Türkmenlerinde “Devriye” inancı vardır; Her şeyin bir “Can’ı” birde “Ten’i” vardır. Can Hakikata/Tanrıya ulaşıncaya kadar gelişir. Ölüm bir bitiş değil başlangıçtır hatta bitişi anlatmasın diye öldü yerine “Göç Etti” ”Hakka Yürüdü” “Sır Oldu” “Yola Çıktı” kelimeleri kullanılır. Yunusun da dediği gibi “Ölür ise ten ölür can ölesi değildir” .Sürekli bir devinim vardır, değişim aynı evrende olduğu gibi sürekli akar ve yenilenir .Ruh başka bir “Mana” ve “Şekle” dönüşür. Bu Tanrıya kavuşana kadar devam eder onun için ölünün arkasından “Devri Daim” olsun denir ve ruhun devinimi tamamlamasına “Devri Asan” denir.

Tahtacılarda öbür dünya ile korkutma yoktur. Öncelik bu dünyadadır. Önemli olan bu dünyada “Kamil İnsan” olmaktır onun yoluda “EDEB (Eline, Beline, Diline sahip olmak)” felsefesinden geçer. Eğer kişi çeknekte (ecel döşeğinde) ise göç edene kadar başında beklenir buna “Baş Bekleme” denir. Hakka yürüyen kişinin ağzına üç damla su değdirilir. Çene çatılır. Ayaklar baş parmaklardan bağlanılır. Evin en geniş odasında bir minder üzerine yatırılır. Maktulün elbiseleri çıkarılır. Üç katlı kefen boy ve enden örtülecek şekilde örtülür. Baş kısmı açık bırakılır. “Yakasız Gömlek” “Sır örtüsü” denilen kefenle mahrem yerler örtülür ve “Sazandarlar” ağıtlara başlar

Yakılan ağıtlar ölenin yaşına (Örneğin çocuklara ağıt yakılmaz),medeni durum, yoldaki hizmet (İkrarlı olup olmadığı, Yol kardeşliği (Musahip ,Aşina, Peşine,Çingildaş(Bu kardeşlik Anadoluda sadece Tahtacı alevilerinde vardır)) ,Cemde görev alıp almadığına göre değişiklik gösterir

“Sır Etmek” “Yerine Yatırmak” için başında ağıtlar okunur.(İkrarlı ,Musahipliler ağıtları gece 12 ye kadar sürer ruhun bu saatte iyi ruhlarca alındığına inanılınır)

Ağıtlar “Tın Tın” denilen ezgiyle “Baymaklı Gaydası (Antalya Kumluca Baymak(Beşikçi) köyü “Isparta Gaydası” ve “Aydın Gaydası” şeklinde söylenir. Ağıtlar genelde “Saz ,Cura, Çöğür” eşliğinde olmakla birlikte bazı yörelerde “Keman”da kullanılır.(Genel iki saz ve bir curadır).3 Nefes şeklinde söylenir ve “Kul Himmet” bağlaması yapılır. Sazandarlar yakılan “Delil” in sağ tarafında otururlar. Ölü öğleden sonra gerçekleştiyse sabaha kadar bekletilir buna “Geceletme” denir. Daha sonra yıkama aşamasına geçilir; Bir kazanda su kaynatılır. Ölü genellikle tahta bir makat üzerinde yatırılır. Cinsiyete göre yıkayıcılar değişir. Ölü yıkamada “Yol Erbablığı” vardır genellikle “Dede, Mürebbi, Ana Bacı” bu görevi üstlenir bunlar yoksa bu konuda bilgili kişilerce yıkanır.

Üç sabun torbası içerisine sabun rendelenir. Üç taharet beziyle ölü yıkanır. Genital bölgedeki kıllar temizlenir. Erkekse sakal varsa kesilir burada önemli bir nokta Tahtacı Türkmenlerinde bıyık kesilmez. Yıkamadan sonra üçer tas su dökülüp helalleşilir. Yıkamadan sonra elbise giydirilir (Erkelere genelde pijama),Kadınlara (Üç etek) Sal ağacı hazırlanır. Sal ağacında mutlaka yastık vardır. Küçükler ölünün sağ elini öperken yaşıt ve büyükler yüzünden öpüp niyazlaşır. Sal ağacı kapatılıp üzerine battaniye örtülür. Erkekse başlığı kadınsa yazması yada baş örtüsü takılır.Eğer ölen genç ve gelinse “Gelin Kepezi” denilen kuş tüyleri ve aynadan oluşan başlık takılır. Mezarlıkta dede/mürebbi son helalliği alırken kadınlı erkekli hilal şeklinde toplanılır. Bura herkes cemal cemale gelir yani Tanrının yansımasına. Türkçe dualar okunurken sağ el kalbin üzerine götürülür çünkü Tanrı ordadır. Amin yerine de Allah Allah kelimesi kullanılır

Mezarı derin kazmak adeti vardır. Burada amaç Ruh’un genişçe bir alanda hareket etmesidir. Mezarın yan tarafı oyulur buna “Koytan” ya da “Sapıtma “ denir. Oraya döşek ve yastık yerleştirilip. Ölü yatırılır.bazı yörelerde kefen açılıp ölünün gözüne toprak atılır. ”Gözünü Toprak Doyursun” diye Mezara yakınlarından birisi iner.Baş ve ayak kefenini bağlayan ipler çözülür .Cenaze sahibine verilir. Sapıtma tahtaları/beton dizilir. İlk toprağı atan mezar kazmak için ilk kazmayı vurandır.Mezar bombe verilip kapatılıp etrafı taşlarla kapatılır. Baş Batı, Ayak Doğuya gelecek şekilde tahta dikilir buna “Hece Taşı” ya da “Baş Tahtası” denir. Ayaklardan çözülen kefen bağı baş tahtasına bağlanır. Bazı yörelerde iki tahta arasına ip gerilip renkli çaputlar bağlanır buna “Yel bayrağı” denir (Kötü ruhların yaklaştırmamak inancına dayanır)

Hece taşına kazayağı tamgası çizilir. Cenaze evine “Yas yeri” denilir ve akşam orda toplanılır. Cenaze sahibi yemek yapmaz herkes evinden oraya yemek götürür. 3,7,40 ve yıl kurbanları ölü ruhu arkasından ekonomik duruma göre verilir. Ayrıca Tahtacılarda Horoz (Cebrail)   kurban olarak kabul edilir.