GES’ler kültürel mirasa zarar veriyor
Okur Medya - Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Arkeoloji Topluluğu işbirliği ile düzenlenen Akdeniz Arkeoloji Söyleşileri kapsamında Doç. Dr. Gökhan Tiryaki, “Milyas: Eskiçağlarda Elmalı (Antalya) Yüksek Yaylası” başlıklı bir söyleşide bölgeyi ve tarihini anlattı.
Elmalı konusunda Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) ile çalışmalarını yürüten Doç. Dr. Gökhan Tiryaki, söyleşinin yapıldığı Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nin önemine dikkati çekerek, 1996 yılında Antalya Kent Konseyi tarafından bir Kent Müzesi kurulmasının planlandığını, kentin bir kültür ve dayanışma merkezi olarak böyle bir müzeye ihtiyaç duyduğunu söyledi. Doç. Dr. Tiryaki, bir süre önce Kent Konseyi tarafından yayınlanan ve müzeyi tekrar gündeme getirerek Karaalioğlu Parkı’nın ticarileşmesine karşı çıkan bildiriye katıldığını dile getirdi.
NÜFUS ARTIŞIYLA RİSK OLUŞTU
Elmalı bölgesinde yapılan arkeolojik çalışmaların özetini sunan Doç. Dr. Tiryaki, 2019 -2023 yılları arasında yürüttükleri yüzey araştırmalarının sonuçlarını paylaşırken, çalışmalarının öncelikli olarak belgeleme ve önleyici koruma faaliyetlerini kapsadığını söyledi. Antalya nüfusunun yüksek yaylalara kaydığına ve dolayısıyla buradaki kültürel alanların risk altına girdiğine işaret eden Doç. Dr. Tiryaki, “Ne kadarını kayıt altına alabiliriz diyerek bir envanter oluşturmak istedik” dedi.
Gökhan Tiryaki, daha sonra, arkeolojik çalışmalar ve devam ettirdikleri yüzey araştırmalarından elde ettikleri bulgular ışığında, prehistorik dönemden itibaren Elmalı bölgesinin tarihini, bölgenin coğrafi özellikleri ve coğrafya-insan ilişkileri açısından ele aldı. Doç. Dr. Tiryaki, bölge ekosisteminin yarattığı kültürün ve gündelik yaşam dinamiklerinin uzun dönemli olarak takip edilebilen ortak özellikleri olduğunu ve bu özelliklerin Türk-İslam döneminde kesintiye uğramadan devam ettiğini vurguladı.
Doç. Dr. Tiryaki, elde ettikleri bulguların, konargöçerliğin bölge ekosisteminin sonucu olarak ve Türk-İslam döneminden çok daha önce ortaya çıkmış olabileceğine işaret ettiğini vurguladı.
ERKEN DÖNEM GÖÇERLERİ
Bölgedeki kazılarda ortaya çıkan, günümüzden beş bin yıl önce inşa edilmiş konutların mimari özelliklerinin Elmalı’nın iklimine, hava koşullarına uygun olmadığını belirten Doç. Dr. Tiryaki, dolayısıyla bu yapıların sezonluk kullanılmış olabileceğine işaret etti. Gökhan Tiryaki, söyleşisinde uluslararası tanınırlığa sahip Karaburun Duvar Resimleri, “Tetradrahmi Definesi (Elmalı Hazinesi)” ve Leto Ana heykelciği buluntularına ev sahipliği yapan Bayındır lokasyonunun bölge tarihi ve arkeolojisi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Doç. Dr. Tiryaki, araştırmaları sırasında, Antalya Müzesi tarafından 1986-2008 yılında tespit edilen tümülüslerin yanı sıra yüzlerce türdeş örneği kayıt altına aldıklarını vurguladı.
15. YÜZYIL’A UZANAN TAHIL AMBARLARI
Gökhan Tiryaki, Elmalı’da kırsal miras koruma çalışmaları kapsamında tahıl ambarları envanterlerinin çıkarıldığını, ambarlara kimlik belgesi takıldığını ve hepsinin dijital ortama aktarıldığını da anlattı. Bu ambarların 15. Yüzyıl’dan itibaren kullanılmış olabileceğine dair izler olduğuna işaret eden Gökhan Tiryaki, proje kapsamında 1700 ambar ve 70 seren kaydettiklerini, ayrıca bu ambarların sökülüp takılarak yer değiştirdiğini açıkladı. Bölgedeki definecilik sorununa da işaret eden Doç. Dr. Tiryaki, 2863 Sayılı Yasa kapsamına giren konuların Antalya’da en çok açılan davalar arasında 3’üncü sırada olduğunu, çalışma yaptıkları sürede birçok eserin kırıldığını, tahrip edildiğini gördüklerini anlattı.
GES’LER KÜLTÜREL MİRASA ZARAR VERİYOR
Gökhan Tiryaki konuşmasında bölgedeki bir diğer sorun olarak Güneş Enerjisi Santrali (GES) projelerine işaret etti. Doç. Dr. Tiryaki, Elmalı’da gittikçe artan GES inşaat alanlarının artık yerleşim alanlarını, meraları, tarlaları ve son olarak da arkeolojik sitleri tehdit eder duruma geldiğinin altını çizdi. Bayındır bölgesinde 4 kilometrelik bir alana 4’üncü GES inşa edildiğine dikkati çeken Gökhan Tiryaki, bu anlamda GES’lerin arkeoloji için bir tehlike yarattığını vurguladı.