Bu oteli Konyaaltı Varyant’a yapacaklardı!

  Okur Medya - 1973-1980 yılları arasında Antalya Belediye Başkanlığı yapan Selahattin Tonguç, bir süredir ‘Toplumcu belediyecilik 50 yaşında’ başlığı altında paylaşımlar yapıyor. Tonguç son olarak çok fazla bilinmeyen Antalya Oteli Varyant’ın neden yapılmadığına ilişkin gerçekleri kaleme aldı. İşte Tonguç’un o paylaşımı:

 “Yapılamayan Antalya Oteli Varyant, Konyaaltı; 1975-1980 Behruz Çinici. Yenilikçilerin savunduğu, korumacıların iyi ki yapılmadı dediği otel. Kazısı bile yapılmış, falezler tahrip edilmiş. Dönemin yenilikçi valisi kitabında Utanç Çukuru diye adlandırmış. Bu yapı yapılsaydı bugün Antalyalı ne düşünürdü? Bir üstadın imzası bulunan bir yapıdan mı olmuşuz? Beydağları ve Konyaaltı plajının en güzel panoraması kapanmadı diye duacı mıyız?” Antalya Mimarlık Arşivi @antalya_archivtecture

 

“Günümüzde Konyaaltı varyantının doğusundan aşağıya akan toprak ve taş selini insanlar belki doğal bir oluşum sanma hatasına düşebilirler. Fakat kazın ayağı öyle değildir. Turizm Bakanlığı'nın bugünkü Antalya Müzesi’nin önüne, Konyaaltı varyantına yapılacak dev bir otel projesi vardı. Yeni seçilmiş 32 yaşındaki Belediye Başkanı Selahattin Tonguç otelin yapımına karşı çıktı. Büyük mücadele verdi otelin o konuma yapılmaması için. Tonguç çıktı kendini makinelerin önüne attı. Ortalık karıştı. Turizm Bakanı kürsüden konuşurken, iki elini havaya kaldırıp; “Ben seçilirken Antalya halkına söz verdim. Bu oteli buraya yaptırmam!” deyişi hala gözlerimin önünde! Hakikaten de inşaat durdu. Sonra tüm o inşaat makinelerinin belediyenin önüne çekildiğini ve malzemeye el koyulduğunu hatırlıyorum.” Hüseyin Çimrin, Antalya Kent Tarihçisi

 

“Ne ruhsat var, ne belediye müracaatı! Hepsinden de önce mülkiyet yok! Turizm Bakanlığı inşaat yapıyor, elinde mülkiyet belgesi yok! İhtilaflı bir yer. 1940larda Hâkim Rauf Bey’in mahkeme kararına göre o bölüm seyrangâh yani halkın kullanımına açılmış bir alan. Orası dâhil Lara ve Konyaaltı sahil bandı hiçbir şekilde özel mülkiyete yahut kamu mülkiyetine konu edilemez. Turizm Bakanlığı bütün bunlardan habersiz yahut bunları göz ardı ederek inşaata başlamış.

Belediye başkanlığımın ilk günleriydi. Turizm Bakanı, otel temel atma töreni için Antalya’ya geldi. Vali Hüseyin Öğütçen’e rica ettim: “Bakan’a belediye olarak bir bilgilendirme sunumu yapalım. Tapu yok, ruhsat yok, belediyede proje yok… temel atmayı ertelesin. Yaparsa bunu halka açıklayamayız.” Bakan bunu kabul etmedi.

 

Şehri belediye yönetir. Mevzuatı uygular. Büyük bir keyfi bir karar ve uygulama. Şahıslar, şirketler yapabilir. Mevzuatı uygularsın. Devletin eylemi yanlışsa ne yapacaksın? Belediye ve onun temsil ettiği halk yok sayılıyor. Sözde turizm ve turistler için. Bunu anladık. Fakat belediyeden imar ruhsatı yok. Daha doğrusu hiçbir bilgi verilmemiş.

 

Otel güya turizm bakanlığı adına yapılacak fakat sonra özel teşebbüse geçecek. Belli. Bende de gençlik var. Temel atma töreni sırasında “Oteli yapacaksınız peki kime sordunuz? Bu şehir beni hasbelkader yönetici seçti. Ben bu görevde olduğum sürece, bu oteli buraya yapamazsınız dedim. Cesedimi çiğnersiniz.” CHP gençliği de gelmiş. Haberim yok. Bir alkış da oradan koptu. Devlet görevlileri sus pus. Büyük bir gerginlik oldu. Ortalık buz kesti. Gazeteler yazdı. Bakan İhsan Kırımlı aynı gün TRT'ye demeç verdi ve bu demeç, tek kanallı Türkiye’nin bültenlerinde yayınlandı. Televizyon vasıtasıyla tüm hanelerde duyuldu. Turizm Bakanı İhsan Kırımlı resmen ateş püskürüyordu: “Asla karşımızda duramayacaklar. Ülkemizin gelişmesini istemeyenlere inat bunu yapacağız.” Gittim akşam inşaatı ben kendi ellerimle mühürledim. Tüm malzemeye ve iş makinalarına el koydum. Belediye’nin önünde sergiledik.

 

Bakan İhsan Kırımlı’nın üyesi olduğu, Naim Talu başbakanlığındaki 36. Türkiye Hükümeti, 26 Ocak 1974’te düşünce, otel inşaatındaki bu hırs da duruldu. İleride ise plan, bugünkü Falez Otel’in olduğu alana kaydırılacaktı.

Bir musibet bin nasihatten iyidir derler. Önce bu olay, arkasından Talya Oteli inşaatında zemin çökmesi. Bunların her ikisini de mühürlemek mecburiyetinde kaldık. Fakat bu olaylar turizmin gelişmesi için farkındalık doğurdu. Burada turizmi dar anlamıyla değil evrensel anlamda kullanmak istiyorum. Çalışmalarımızda turizme daha da ağırlık verdik. Şehri, turizme de hizmet edecek şekilde planladık. Var olan fakat uygulanamayan Kıyı Kenar Çizgisi Kanunu’nu gerekçe göstererek 1978 Antalya İmar Planı’nda, Türkiye’de ilk kez: “Sahiller ve sulak alanların 150-500m yakınına hiçbir uygulama yapılamaz.” Dedik. Bizden sonraki yönetimler bunu 50 metreye kadar düşürmüştür. Bunu da halkın takdirine bırakıyorum.

 

Özetle, o zamana dek olmayan Antalya çevrecilik tarihinde, planlı turizm hareketinde ve kamuoyu oluşturulması tarihinde küçük bir milattır. Bugün peyzaj düzenlemesi adı altında sadelikten uzak yazboz tahtasına dönen Konyaaltı Halk Plajı’ndan, yalıyarların üstünden yahut seyir terasından, efsanevi Beydağlarına, Taurus’lara, bizim olan denize Akdeniz’e bakarken aklınıza gelirse başınızı Varyanta çevirin. Yanlış planlamadan dolayı 1973’te insan eliyle tahrip edilen coğrafyaya da göz ucuyla bir bakıverin. Ve şehrin, 32 yaşında bir belediye başkanı yüzünden kaçırdığı turizm fırsatını aklınıza getirin.” Selahattin Tonguç, 82 yaşında bir yurttaş.”